Yeni Türkiye Ve Ötesi
Evet, yeni bir Türkiye doğuyor. Bazı büyük küçük hataları da vardır elbette. İş olan yerde hata olmaz mı? Sivil toplum kuruluşları, vakıflar, dernekler, eğitim yuvaları, ekonomik kuruluşlar, basın yayın, medya, ve hükümetler gibi ictimai ve siyasi teşekküllerle yepyeni bir Türkiye doğuyor.
Bunu görmek ve bunu lütfeden Allah Tealaya şükretmek lazımdır. Zira şükür nimeti artırır, nankörlük nimetin zevaline sebeptir.
Şükrün bir ayağı da vesilelere teşekkür etmektir. Gerçekten nimet Allah’tan gelir, ama bir aracı sebebiyle. İşte o aracıya, o sebebe, o vesileye de teşekkür gerekir. Allah Resulü “İnsanlara teşekkür etmesini bilmeyen, Allah’a şükretmesini de bilmez” diyor.
Bu yüzden halkımız da “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı sayılır” diyor. Hatır saymayan nankörler, toplumda ayıplanıyor, kınanıyorlar. Elbette bunu da hak ediyorlar.
Bu necip millet bu gerçekleri biliyor, ülkede meydana gelen devrim gibi değişimleri ve güzel gelişimleri yaşayarak görüyor ve bu yüzden hizmet adamlarına destek veriyor. Ama denetliyor da. Yolsuzluk yapılmasını istemiyor. Yapılmış ise sahip çıkılmasın, cezası verilsin diyor. Kimsenin de buna bir itirazı olamaz zaten.
Ama kimileri öğle bir çığırtkanlıkla psikolojik baskı uyguluyorlar ki, sanki “Türkiye iyiye gidiyor” demek, bunda en önemli payı olan iktidarı ve liderini desteklemek çok ayıp, çok günah, hatta ihanettir. Onlara göre her yeri yolsuzluk, ihanet sarmış. Bu haliyle bu iktidara ve liderine daha nasıl destek verilecekmiş!..
Bunlara cevap çok kolay, “daha iyisini gösterin”.
Biz de biliyoruz, bu sistemde parti olup da iktidara gelmek istemeyen, iktidara gelince de adam kayırmayan, yandaşlarına sahip çıkmayan, menfaatleri kendi aralarında öncelikle bölüşmeyen, kılıfına uydurabilirse yolsuzluk yapmayan var mıdır? Bir parti kuracak ve iktidar olması için maddi manevi ömrünü vereceksin niye? Babasının hayrına mı? Sadece Allah rızası için mi? Dünyalık bir beklenti yok mudur?
Hadi canım sende, herkesin bunu niçin yaptıkları malumdur.
Ak Partiyi tenkit edenlerin kendi partileri onun ülke için yaptığı başarılı işlerin yarısını yapsalardı, yere göğe sığdıramazlardı. Gerçek bu kadar basittir.
Bir de bizim cenahta oturup laf üretmekten başka bir şey yapmayan “süper Müslümanlarımız”, “turbo mücahitlerimiz” vardır. Bir şey yapmazlar ama her hayırlı gelişmeyi kendilerinden bilerek kimseyi de beğenmezler. İslam devletini böyle sevgisizlik üstüne mi kuracaklarına inanıyorlar ?
Bir de İslam muhalifleri “Ak Parti bilmem şu kadar iktidarda. Müslümanlar neyi hallettiler?” diyorlar. Müslümanlar dünyanın bütün sorunlarını çözerler evvel Allah. Ama Ak Parti İslam partisi değil. Anayasa gereği laik bir parti olmak zorunda. Ülkeye şeriat getirmek isteseler, siz izin verecek misiniz ona? Yok, vermeyeceksiniz. Öyleyse, niye İslam’ı başarısızlıkla suçluyorsunuz. Ak Parti de nihayet Kamalist sistemin partisidir. Anayasa diye çırpınıp duruyor. Yeni yapacağı anayasa da İslam anayasası değil. İster mi? Onu bilmem. Ama izin vermeyeceklerini iyi bilirim.
Bize göre İslam tedricen gelmiştir. Yeniden devlet ve toplumunu inşada elbette bir tedricilik olacaktır. Adım adım gidilir hedefe. Her şeyi bir anda isteyenler, aslında hiçbir şey istemeyenlerdir.
Biz ne istediğimizi çok iyi biliyoruz ve o hedefe giderken şeriatla çatışmadan hikmet ve maslahatla hareket ediyoruz. Beğenmeyenler, laf atacaklarına, daha güzelini yaparak örnek olsunlar.