Şimdi konuşmak ayıp oluyor!
Ekranlara bakıyorum ve kulak kabartıyorum, gazeteleri okuyorum ve de içimden isyan etmek geliyor. Neden mi? Çünkü bu sesler, bu kalemler Milli Takım gruptan neredeyse her maç kendini atması yetmiyor gibi her rakip maçtan gelen düşeşlerle Fransa biletini aldığında ne methiyeler düzüldü. Neler yazıldı, neler konuşuldu. Biz bitti demeden bitmez gibi sloganlarla halk resmen kandırıldı.
Oysa bu satırların yazarı, Futbol Federasyonu tarafından 14 yabancıya serbestlik tanındığı açıklandığı günün ertesinde yine bu sütunlarda Milli Takım’ın bundan büyük zararlar göreceğini bu ülkede gündeme getiren tek kalem idi. Başkaları mı? Onlar çok çağdaş bulmuşlardı bu Terim hocanın planının açıklanmasını... Çünkü korkuyorlardı. Milli Takım›ı, dolasıyla da federasyonu eleştirmek acaba onları işlerinden edebilir miydi? Öyle ya bugünkü TFF başkanının iki gazetesi var be... Diğer ekranlar ve gazeteler mi? Eh, nerelerden kumanda edildiklerini henüz tam keşfedemedim ama... Bakınız, erkek basketbol milli takımı için aynı endişeleri taşıdığımı da 5+1 kuralından hemen sonra bu ülkede yazmış tek kişiyim. Meselem şu idi; ihracatı olmayan tüccar, fazla ithalatla iflas eder... Bu kadar basit...
Haaa eleme grubundan çıktık. Ama nasıl? Şimdi diyorlar ki, yazıyorlar ki, Milli Takım oyuncuları maçları umursamıyorlarmış... Kiminin transfer imzası sorunu varmış, kimisinin sosyal hayatı arızalı imiş. Gerçi bana öyle gelmiyor ama neyse... Şimdi geldik mi asıl noktaya... O zaman elinde onca yerli oyuncu olur takımlarında sürekli oynayan, onları çağırırsın olur biter... Ama yapamazsın... Çünkü üç büyüklerde toplam 11 yabancı stoper var... O zaman Topal ve Balta göreve dersin... Kim bunun müsebbibi? Sensin Fatih hocam... TFF yönetimi zaten futbol fukarası zihinlerden kurulu, o zaman sana karşı eller yukarı...
Bitti mi? Ben bitti demeden bitmez! Maçın yorumcusu, Trabzonspor’un 5 bin kilometre uzaklıktaki yeni teknik adamı 77. dakikada aynen şunları söylüyor: “İspanya işi serdi. Maçı bıraktılar. Biraz gayret ve hırslansak...” Yani diyor ki, rakip gevşedi maça asılsak beraberliği yakalayacağız veya kazanacağız. Ben bu anlamı çıkardım, ya siz? Ey Trabzonspor’un en hayati günlerinde yuvadan 5 bin kilometre uzaklıktaki yorumcu, sen dua et de rakip işi bıraktı, yoksa... Eh yayıncı kuruluştan birinin yorumcusu bu ise, varın gerisini siz düşünün?
Yine bitmedi... Arda’ya malum tepki gündemde... Ve Terim hoca inadına oyuncuyu oyunda tuttu. Aslında hiç oynatmaması gerekirdi. Siz bu turnuvaya katılanlara bir sorun bakalım; hiç 6 ay maç oynamamış, geri kalanında onda birini oynamış bir futbolcuyu ilk on birlerinde yani banko oynatırlar mı? Ama neydi benim ekranlarımın ve köşe yazarlarımın yorumu; Arda Barcelona’da banko oynar... Ben de asla ve asla banko olamaz demiş ve bu kulübe transferinin çok büyük bir yanlış olduğunu vurgulamıştım. Şimdi ne oldu?
Terim hoca ne diyor maçtan sonra... “Hesabı göreceğim. Göreceksiniz...” Hocam sen önce şu bizim ligin 14 yabancıyla istilasını önle, sonra bakarsın... Efendim yerliler çok para istiyormuş... Vermeyin... Alnınızda silah mı var? Bak adam Emre Mor diye bir çocuk buldu, Almanya’ya satıp ihya oldu... Sen de yap! Ama o kafa nerede? Eh olmayınca da, baştaki de uçuşa geçtiyse, aman dikkat edin başına daha ağır taşlar düşmesin? Maçın teknik analizi mi? Ne ben yorulayım, ne de siz sevgili okurlar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.