Gökhan Özcan

Gökhan Özcan

Bayramla bayramlaşmak

Bayramla bayramlaşmak

Yaradan'ın ayların sultanı eylediği bu güzel zamanı, dünyanın nimetlerinden bir nebze el çekerek, nefislerimizi mümkün mertebe kötülükten uzakta tutmaya çalışarak, kötü söz söylememeye, kötü iş yapmamaya gayret ederek geçirdik. Hiçbiri tam olmadı belki ama, hepimiz bu rahmet zamanını Allah'ın emrettiği gibi yaşama azmini gösterdik. Her zaman olduğundan daha fazla insan olmaya, insan durmaya çabaladık. Bizim bu yönelişimiz, hayatı da bir parça etkiledi. Daha yaşanabilir, daha sakin, daha huzurlu günler geçirdik. Güneşin doğuşuna ve batışına, ufku saran hayranlık verici renklere kenetlendik. Aç ve muhtaç olanın halini ve ahvalini kendi nefsimizde yaşadık, bildik. Ramazan'la hiç değilse bir parça güzelleştik. İçimizde bir parça daha insanlık, bir parça daha güzellik biriktirdik. Ve şimdi o güzelliklerle aydınlanan gönüllerimiz bayramla kucaklaşıyor. Varlığımızın her bir zerresi ayrı ayrı bayramı idrak ediyor. Biliyoruz ki bir menzildir bayram. Dünyevi bir mükâfattır. Otuz oruç ve sabır günü için vâdedilen ilahi rahmetten, çorak dünyalarımıza düşen yağmur damlalarıdır. Unutulmuş insani sıcaklıkların, ruh dolaplarından çıkarılıp giyildiği bir hayat buluşmasıdır. İyiliğin, güzelliğin, nezaket ve inceliğin; yeniden evleri, sokakları, şehirleri ele geçirdiği fethedilmiş bir zamandır.

Bayram, çocuk gönüllerinin ilahi tatlarla lezzetlendiği dört başı mamur bir şenliktir. Bayram beklenendir, ulaşılandır, paylaşılandır.

Başarmış olmanın, dirayetli durmanın, teslimiyetle enginleşmenin soğumaya yüz tutmuş ruhlara yayılan sıcaklığıdır.

Bayram, tazelenmiş varlıklarımızın hayatla buluşmadan önceki dinginlik molasıdır. Tatlı bir doygunluk hazzı ve zengin bir acıkma hissidir.

Şimdi bayramın tertemiz havasını doyasıya içimize çekiyoruz. Sonra bayram bitecek, imtihan devam edecek. İçimizde biriken güzellikle hayatımızı doğru tutmaya, güzel kılmaya çalışacağız. Yanında, yakınında bulunduğumuz dünya nimetlerinin aklımızı sekteye uğratan cazibesiyle mücadele etmek zorunda kalacağız. Elbette yorulacak, zorlanacağız. Ama ömrümüz varsa ve Allah izin verirse, bata çıka bile olsa, köhne gemimizi bir sonraki Ramazan sahiline ulaştırmaya gayret edeceğiz yine. Çünkü imtihan nasıl bitmezse, rahmeti de bitmez Yaradan'ın.

Hayat gemilerimizin, bu rahmet zamanının pusulasını hiç kaybetmemesini, taptaze iklimlere, arı duru mevsimlere yelken açmasını diliyoruz. Gelecek günlerimiz ibadetlerle genişleyen ruhlarımızla coşkulansın, yoksulların gözlerindeki hüzün, zenginlerin vicdanlarını örten zırhı delsin istiyoruz. Ruh bayramlarının, sıcacık bir yorgan gibi alemi sarması, ısıtması için dualar ediyoruz.

Hazreti Ali'nin duasını duamız biliyoruz:

"Allah'ım, benden daha iyi bildiğin şeyler için beni bağışla. Ben sana yönelirsem, sen de bana mağfiret et. Allah'ım söz verip vefa göstermediğim ahidlerim için de beni bağışla. Sana yaklaşmak için dilimle söylediğim halde, sonradan kalbimin yalanladıkları için de beni bağışla. Allah'ım, gözlerin insanı şaşırtan işaretlerinden, faydasız sözlerden, ağzımın ve kalbimin kötülüklerinden sana sığınıyorum, beni bağışlamanı diliyorum."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gökhan Özcan Arşivi