“Kıtmir”in Son Tangosu
Bilirsiniz, yeryüzünün en kibirli, en gururlu, en kendini beğenmiş, en büyük “büyüklük hastalığına” yakalanmış psikopatı, en büyük ruh hastası, kendisine ve çevresine en büyük zararı veren en büyük haini, en zavallı ve bayağı adamı F. Gülen, konuşmalarında yer yer kendisi için “kıtmir” der.
Ne demek “kıtmir”?
Sözlükler şöyle diyor: “Kıtmir”, “katmir”, “ketmir”; yedi uyurlar olarak da bilinen Eshab-ı Kehf'in köpeğinin ismidir. Bazı rivayetlere göre Cennet'e gideceğine inanılan hayvanlardan biridir. Aynı zamanda Arapça’da “hurmanın çekirdeğinin ortasındaki küçük zara” da “kıtmir” denir.
Yani anlayacağınız meşhur mana ile “kıtmir”, “köpek” demektir.
Peki, F. Gülen neden kendine “köpek” der? Gerçekten de herkesi ısıran, herkese havlayan bir köpek olduğunu bildiği için mi?
Hayır!
Güya o, ne kadar mütevazı, ne kadar alçak gönüllü, ne kadar ahlaklı ve faziletli bir insan olduğunu ifade etmek için kendisine “kıtmir/köpek” der. O öyle diyecek, etrafındakiler de “aman efendim, estağfirullah, sen Allah Teâlâ’nın seçilmiş kulusun, başımızın tacısın. Asıl biz senin tasmalı itiniz” diyecekler. O da bayılacak bu iltifatlardan.
Neden böyle diyoruz?
Çünkü yıllardır okuduğumuz ve ders verdiğimiz ahlak ilmi der ki: “Bir insanın kalabalıkta açıktan tevazu göstermesi, kibir alametidir.”
Aynen öyle.
Benim bir tanıdığım var. Arada bir ziyaretine giderim. Bir saat kaldımsa yanında, yarısında kendisini över. Ne diyerek bilir misiniz?
“Efendim, ben kim oluyorum ki? Siz beni biliyorsunuz. Ne öyle ilmim var, ne ibadetim, ne halka hizmetim. Ama şu şu işleri yapıyorsam, bu bu işleri yapıyorsam, o o işleri yapıyorsam, bu Allah Teâlâ’nın bir lütfudur. Beni o işlerde kullanmasıdır. Yoksa ben şu şu işleri yapabilecek adam mıyım?”
Dinle artık kendini gizli gizli övmeleri…
İşte bu F. Gülen de aynen böyle bir kibirli kıtmir/köpektir. Kendi böyle söyler yani. Etrafındakiler de “aman efendim, estağfirullah, o sen değil, bizi” derler.
15 Haziran gecesinden beri yaşadıklarımızı görünce, artık ben de diyorum, gerçekten o da, ona ihanetinde yardımcı olanlar da tam bir kıtmir imişler de biz bilmezmişiz. Meğer adam bir ömür doğru söylermiş de, biz ona “adam ne kadar mütevazı, alçak gönüllü” dermişiz.
Şimdi bunun elebaşı olduğu çete gökten ateş yağdırdı halkın üstüne. Meclisi bombaladı. Halka kurşun sıktı. 161 kişiyi öldürdü. Binlerce yaralı var. Bu büyük baş kıtmirin bir sürü küçük kıtmirleri darbe için ayaklandılar ve vatana, millete, ümmete öldüresiye saldırdılar. Bir devletin başkanının yerini bastılar öldürmek için. Havada uçaklarla halkı ateşe tuttular, taciz ettiler. Meğer ne kıtmirlermiş de biz hala bilememişiz. Bu kadar kudurmuş, gözü dönmüş caniler olduklarını hesaplayamamışız. Ne yapalım, bir insanın kıtmirleşmeden öte böyle canavarlaşmasını, bizim küçük aklımız almıyor. Kendimiz için yakıştıramadığımızı din kardeşlerimiz için de ilke olarak yakıştıramıyorduk. Şimdi anladık ki, onların dini ile bizim dinimiz çok farklı imiş. Meğer onların en büyük görevi, Allah Teâlâ’nın dinini değiştirmek, tahrif ve tağyir etmek, yani bozmak ve değiştirmek imiş. Asli ve ilahi olma özelliğinden çıkarıp beşeri, reform edilmiş, laikliği içine sindirmiş hale getirmekmiş.
Meğer adam gerçekten “kıtmir” imiş.
Şu yaşadığımız darbeden sonra hala onu seven ve destekleyenlere hoşgörüm kalmadı. Bence artık onlar da irili ufaklı bir sürü “kıtmir”dirler.
Çok şükür bittiler. Artık bu milletin gözünde papazdan daha sevimsiz hale geldiler. Yüzünü görenler benim yanımda açıktan tükürüyorlar. Eskiden olsa, “yapmayın” derdim. Artık demiyorum. Sükût ediyorum. Çünkü bu adam hakkında kiminle tartıştıysam hep ben yenildim ve mahcup oldum.
Artık ben de diyorum, “canı cehenneme”.
Bir başka ifadeyle “zalimler için yaşasın cehennem”.