Bayramların ilkesine uyan tek gazete miyiz bilemem ama, en azından çalışanına Ramazan Bayramı’nda 2, Kurban’da üç gün bayram yaptıranız...

Tabii ki okurlarına da...

Bu mesleki açıdan benim için çok önemli olan bu oluşumdan sonra Fenerbahçe’nin Bursaspor’a yenilişi ile Beşiktaş’ın Benfica’yı deplasmanda elinden kaçırışına değineceğim. Aradan zaman geçmiş oluyor ama spor medyasının atladığı gene bir kaç önemli unsur var.

Fenerbahçe›nin Hollandalı emeklisi sahaya öyle bir on bir sürdü ki, orta sahası ne pas yapabilir, ne de çalım atabilirdi. Önde daha nasıl selamlaşacaklarını bile bilemeyen Sow ve Lens vardı. Bursaspor mu Arızalı çok vardı. Ertuğrul isimli stoperi sağ bek oynatmak zorunda kalmıştı. Hem de sahanın en iyi oyuncusu Volkan Şen karşısında... Fenerbahçe ilk yarıyı boşu boşuna geçirdi. Bu arada bir buçuk metrelik Batalla son Avrupa Şampiyonası’nda forma giymiş uzun stoperler arasında harika bir kafa golü attı. Sonra Hollandalı emekli Van Persie’yi oyuna aldı. Hani şu daha hazır değil dediği vatandaşını... Sonra Lens çıktı Stoch girdi ama çok geç olmuştu bu değişiklik. Hele hele 76. dakikaki değişiklik tam bir emekli işi idi. Maçın artık rakip ceza alanı içinde oynandığının farkına varamamıştı ki, Hollandalı, kafa topuna çıkabilecek, belki de yenilen goldeki günahını unutturacak Neustatter’i alıp o kalabalığın içine Emenike’yi attı. Ama karşı taraf da hatalarına devam ediyordu. İlk yarının en iyisi genç Kubilay bitmişti ama taaa 73. dakikaya kadar ikinci yarıda takımını on kişi oynattı. Ondan önce de emekli Sercan girdi. Kaldı mı Bursaspor dokuz kişi... Ama Fenerbahçe’nin kenardaki Hollandalısı ne görüyor, ne de duyuyordu. Onlar sadece yazmayı biliyorlardı kenarda...

Sonra ikinci günü bayramın Beşiktaş çıktı Benfica karşısına... Talisca kenardaydı, Cenk de öyle, Olcay da... Şenol hoca maça bakacaktı belli ki... Talihsiz bir gol yendi. Kaleci Tolga o topu yumruklayabilseydi o gol olmazdı.  Tabii bizim otoriteler o golü öyle bir yorumladılar ki, gerçekten bu işten anlamadıklarını anlattılar sanki... Neyse... Sonra Şenol hoca yürüyen, hiç bir varlık gösteremeyen ve basının büyük oyuncusu Oğuzhan’ı alıp Talisca’yı oyuna attı. Atiba-Gökhan ikilisi ön liberoda sıkıydılar ama Oğuzhan’ın tutukluğu sebebiyle başka işe soyunmadılar, ta ki Talisca girene kadar. Adrinao da bölgesinde yavaş yavaş düşünce Caner asli görevine geçti ve orası kapandığı gibi, bir de hücuma zenginlik kazandırdı. Aboubakar›ın yerine giren Olcay da Caner›e destekle parladı. Talisca›nın muhteşem frikik golüne tabii ki alkış ama, ondan öteye topu tutuşu, kullanışı, adam geçişi ve araya bırakışlarıyla bu sezonun peşinden gidilecek tek oyuncusu olacağını sanki bu maçta bizlere gösterdi. Önemli bu puan gruptaki şansı arttırdı.