Müslümanlar da Tek Millettir
Evet, Küfür tek millet olduğu gibi Müslümanlar da tek millet, tek ümmettirler.
Tek millet ve tek ümmet olan Müslümanlar ilke olarak tek vatan ve tek devlet içinde yaşamalıdırlar. Bu iş öyle başlamıştır ama ilk defa Endülüs Emevî Devleti kurulunca bu teklik bozulmuştur. İki devlet iki halife demektir. Bu nasıl olacaktır? Alimle bunu kelam ve fıkıh ilminde çok tartışmışlardır.
Maalesef tarih içinde bu durum fiilen bozulmuştur ama Osmanlı Devleti bunu kısmen de olsa toparlamayı başarmıştır. Fakat onun yıkılmasından sonra iş ip ilmek tutmaz hale gelmiştir.
Ne yapalım, bir şeyin tamamı ele geçmezse, tamamı da terk edilmez. Olduğu kadar yaşanır güzellikler. Bugün bir çok ayrı ayrı devlet ve coğrafyada yaşamaları, Müslümanların bilinç ve sorumluluk bakımından tek millet ve tek ümmet olmalarına mani değildir. Olmamıştır, olmamalıdır da. Bir binanın tuğlaları gibi, bir bedenin organları gibi, birbirlerine bitişik ve birbirlerinden sorumludurlar. Çünkü kardeştirler. Elbette bu iman ve bu bilinç devam etmektedir, etmelidir.
Mü’minler kardeş olduğu kadar, aynı zamanda birbirlerinin velisi, dostu ve yardımcısıdırlar da. Onların siyaseten olamasa da, iman ve ilim cihetinden bir millet ve bir ümmet oluşları bunu gerektirir.
Çağımızın en büyük sorunu, Batılılaşmanın getirdiği ulus devlet anlayışı ve ırkçılık belasıdır. Batı bizi dinimizden ve İslam medeniyetinden alarak, “Batılılaşma” adı altında, batı medeniyetini kabule zorladı. Bunu bazen doğrudan kendisi çok acımasız, insanlık dışı bir cebir ve şiddetle, bazen de sözde bizden, biz Müslümanlardan olan, ama aslında çoktan dinden çıkıp kafir olmuş mürtetler eliyle yaptı.
Batı bugün de bize batıl dinlerini dayatmıyor. Bizim Hristiyan olmamızı istemiyor. Ama bizi Hristiyanlaştıracak bir yola girmemizi istiyor.
Bu nedir mi?
Bu bizi İslam devletinden, İslam yönetimi ve hukukundan alıp batıl dinlerin kucağına atarak oradan beslenmemizi emreden “laiklik”tir. Şimdilerde bunun yerine “sekülerizm” kelimesini kullanıyorlar. Yani hayatı dinsiz yaşamak. Sosyal hayatta dini etkisiz kılmak. Dini bireylerin vicdanına hapsetmek. Laiklik ve bu sekülerizm, bizim en büyük belamızdır. En korkunç felaketimizdir. İçinden çıkamadığımız ne kadar sorunumuz varsa, kaynağı laikliktir.
Laiklik nedir?
Söz uzayacak. Öbür yazıya bırakalım mı?