Önce Yerli Beşiktaş Sonra Avrupalı Olanı!
BAŞLIK sizleri şaşırtmış olabilir. Haklı da olabilirsiniz. Ama bir gerçeği de ancak böyle başlıkla açabilirdim.
O halde... Günümüz Beşiktaş’ı için Karabükspor’la oynadığı hazırlık maçından sonra şöyle bir yorum yapmıştım: “Bu Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde son sekize veya son dörde kalırsa kimse şaşırmasın...” Hatta hatta aynı maçtan sonra Karabükspor için de, “Bu seneki takımım Karabükspor... Benim için normal sayılacak ama toplum için çok şaşırtıcı sonuçlar almasını beklemiyorum...” Şimdilik Karabükspor benim mahcup etmedi derken, Beşiktaş da İtalyan gergedanı Napoli’yi evinde devirmez mi Hem de gol düellosunun ardından...
Maça geçelim mi Beşiktaş oyunun ilk bölümlerinde, hatta ilk yarının tamamında da diyebiliriz, tipik bir Türk takımı idi. Hem de önde gitmesine rağmen... Çünkü İtalyan takımının hiçbir şekilde pas aralarına giremedik. Adamlara yaklaştığımızda da bizden kime çarptılarsa devirdiler. Yani fiziksel dayanıklılıktan sınıfta kalırken, Adriano’dan harika hazırlık tek atak olan işten bir gol bulduk. Sonrasında da Aboubakar’dan kendisine sunulan ikramı afiyetle yediğini gördük. Ama dediğim gibi ne hücumda vardık doğru dürüst, ne de savunmaya gelirken alan kapatmada... Özetle ikinci yarı için korkularım vardı bu tabloyu izledikten sonra... Takım kadrosu mu Kaleci ve geri dörtlü zaten beklenen gibiydi. Ortada ise Atiba ve Necip garantisi, önlerinde de yarım garanti, yarım önde Tolgay... İlerde ise Quaresma, Aboubakar ve Adriano... Yani büyük takım oksijeni almışlar. Ama topluca, biraz geri dörtlü hariç takım fizik mücadelesinde hep mağlup, bu yüzden de kazandığı ve ikram edilen topları serviste eksik...
Neyse, çıktık ikinci yarıya... Ben endişeliydim. Ama baktım ki, daha ilk dakikalardan itibaren sahada vuran, kıran, rakibin her türlü fizik hamlesine aynen karşılık veren, sanki eski bir İtalyan takozu vardı. İlk yarıda görünmeyen yardımlaşma da en üst düzeye doğru çıkıyordu dakika dakika... Eh bu tablo da nereden bakarsanız bakınız Napoli tezgâhından en azından bir puanla dönebilmenin müjdecisi idi sanki... Hem de iki adet penaltı üfüren hakeme rağmen... Hadi diyelim ki ilk penaltı bizim kalecinin boş bir hamlesi sonucu doğru çalınmış idi, ama ya ikincisi Ceza alanlarında benzeri o kadar çok ikili kapışma oluyor ki, bizde bunların teki çalınmadığı gibi, dünya sahalarında da ender çalınırdı. İlkini yaptığı hatayı sanki telafi edercesine bizim kaleci Fabri kurtardı ama ikincisi tabelada eşitlik getirdi. Eh buna da can sağlığı derken bizim ikinci yarıdaki fiziksel gösterimiz ve de yardımlaşmamız bir duran top kazandırdı. Ve de Quaresma’nın indirdiği topa Aboubakar da kafayı kondurunca bendenizin Karabükspor’la oynanan hazırlık maçından sonraki iddiasına bir adım daha yaklaşıldı mı derseniz Hele hele Gökhan İnler’in oyuna girip de eski takımına, “Pişman mısınız” sorusu futbolu ile sorması harikaydı. Diğer değişiklikler arasında Cenk Tosun fiziksel yetersizliği ile sırıttı. Talisca ise sadece “Üzerimize fazla gelmeyin yine yakarız” mesajı taşıyordu...
Şimdi Beşiktaş aynı takımla kendi saha ve seyircisinde bana göre gruptan çıkmanın final maçını oynayacak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.