D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Konya’da bilim merkezi, Ankara’da eğlence merkezi!

Konya’da bilim merkezi, Ankara’da eğlence merkezi!

Hafta sonu Konya yolundayız. Artık Konya’ya “yüksek hızlı tiren”le gidiyoruz. “Git gel Konya üç saat”, ama Sincan’ı çıkıncaya kadar yarım saat geçtiğinden, ikişerden dört saati buluyor. Her ne kadar “yüksek hızlı tiren”le seyahat ediyorsak da, bu tirenlerin dili ingilizce! Ya “business clas” ya da “economy clas”da gidebiliyorsunuz. Hele de ingilizce bildiğinizi göstermek istiyorsanız mutlaka “i’kenemi kles” demeniz gerekiyor, yoksa gişe memurları bile ne istediğinizi anlamıyor!

Anlayacağınız, Devlet Demiryollarında resmî dil türkçe değil!

Biz eski tiren yolcuları, birinci mevki, ikinci mevki ve hatta üçüncü mevkiiyi bilirdik. (Her birinde seyahat etmişliğimiz vardır.) Bu tabirler, yüksek hızlı tirene gelmez! Onlar ingilizceden başka dil bilmez!

Bilmem ki ne zaman yerli ve millî olacağız! (Neyse, dil bahsini geçelim.)

Konya Bilim Merkezi’nin düzünlediği Sosyal Bilimler Makale Yarışması’nın ödül törenine davetliyiz. Konya’da Büyükşehir Belediyesi’nin bir Bilim Merkezi var. Hayret! Ankara’da Büyükşehir belediyesinin ne bilim merkezi ve ne de kütüphanesi vardır! Bunlar gereksiz şeylerdir. Ankara Büyükşehir için herşey oyun ve eğlenceden ibarettir! En büyük projeleri bir eğlence merkezi: Anka-Park!

Yay ayraç (“parantez”in öztürkçesi bu) içinde açıklayalım: TÜBİTAK Türkiye’nin en büyük Bilim Merkezi’nin Ankara’da kurulmasını kararlaştırmış. Büyükşehir Belediyesi ile protokol imzalamış. Ne zaman yapılır? Ankara oyuna eğlenceye doyana kadar beklense yeridir. Müzmin başkan 10. defa seçildiğinde ona da sıra gelir belki!

Hızlı tiren Konya’ya yaklaşırken etrafta bazı binalar görülüyor. Bunlardan biri bilhassa dikkat çekiyor. Acayip, alışılmamış bir bina...Sırf cam, oval şekilli, kubbeli, minareye benzer bir cam yapı ve şadırvana benzer kubbeli bir yapı...Biz hep bildiğimiz şekillerden sözediyoruz. Belki de bir uzay üssü ve gözlem evi demeliydik...

Meğer Bilim Merkezi burasıymış. Uzun bir şehir içi yolculuğundan sonra İstasyon’dan Bilim Merkezi’ne ulaştık. Dil ve Edebiyat Makale yarışmasının seçici kurulundayız.

Burada bir parantez daha açalım: Türkiye’nin TÜBİTAK tarafından desteklenen ilk bilim merkezi Konya Bilim Merkezi imiş. Proje yarışmasında 16 büyükşehir beledyesi arasında 1. seçilmiş, farklı mimarisi ve büyüklüğü ile uluslararası ölçekte ileri teknolojiyi destekleyen eğitim imkânları sunuyormuş. Türkiye’nin en büyük planetaryumu, gözlem kulesi ve minia Selçuklu maketleri buradaymış...

Yarışma altı dalda. Bizim dalda çok sayıda makale içinden 7’si seçilmiş, sahipleri ile mülakat yapıyoruz. Lise 10-11. sınıftan çocuklar...Hepsi pırıl pırıl, cevval gençler. Anadolu liselerinden olanlar da var, imam hatip lisesinden veya meslek lisesinden...Tabiî sosyal bilimler liselerinden gelenler de...

Konu başlağımız “edebî roman ve popüler roman”...

Biz popüler romanlardan uzağız...Bazı bilmediğimiz isimler karşımıza çıkıyor. Bizim bildiklerimizi de çocuklar bu vesile ile öğrenmeye başlamışlar...Ahmet Hamdi Tanpınar, Peyami Safa, Sabahaddin Ali, Bahaeddin Özkişi vb...

Ödüllü bir yarışma, güzel bir vesile. Bilim Merkezi ile sosyal bilimlerin ilişkisi böylece kuruluyor. Gençler bu alanda yarışıyor. Yunaklı bir kızcağız Tanpınar’ın Huzur’u ile nevzuhur popüler romancıların “yapıt”larını kıyaslıyor. Bu vesile ile Huzur’u okumuş. Ama Tanpınar’ın Beş Şehir’ini okumamış ve dolayısıyla onun Konya ile ilgili o lirik metninden haberdar değil...

“Konya bozkırın tam çocuğudur. Onun gibi kendini gizleyen esrarlı bir güzelliği vardır.” 

Bilim Merkezi’nin Sosyal Bilimler Makale Yarışması’nın nasıl güzelliklere vesile olduğunun çok sayıda örneklerinden bir tanesi bu. Çocuklarımız bildik derslerin dışına çıkıp kendi içimize yöneliyorlar.

Konya Bilim Merkezi’yle de farkını ortaya koyuyor! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi