D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Mevsimsiz edebiyat!

Mevsimsiz edebiyat!

İstanbul ve edebiyat kelimeleri çok sık bir araya gelir. Hem çok yaygın bir İstanbul edebiyatı var, hem de İstanbul’da Fetih’ten itibaren zengin bir edebiyat teşekkül etti.

Bizzat İstanbul’un Fatih’i divanı olan güçlü bir şair; mahlâsı Avnî. İşte şu berceste onun: Kulluğundan etmesin azat Allahım beni...Oğulları Bayezid ve Cem Sultan da şairdi. Fatih’in sadrazamı Mahmud Paşa da şair, o da Adnî mahlasını kullanıyor. 

Devletin tepesinde şiir de saltanat sürüyor!

Devrinin büyük şairlerinden ilk aklıma gelenler: Karamanlı Nizamî, Necati Bey, Amrî, Ahmed Paşa...İstanbul’da fetihten sonra sağlam bir edebiyat temeli atılmış. Divan edebiyatı da sadece gül bülbülden ibaret değildi. Bütün hayatı kuşatan, dönemi ile ilgili güçlü malzeme veren bir edebiyattı. 19. asırdan sonra edebiyatımız sosyal ve siyasî konulara daha fazla yöneldi, bunun şiir için iyi sonuçlar vermediğini söyleyebiliriz.

İstanbul’da Türkiye Yazarlar Birliği şubesi, 8 yıldır bir hafta süren “Edebiyat mevsimi” adlı zengin bir faaliyet gerçekleştiriyor, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal ve Kültürel İşler Dairesi’nin desteği ile. Ankara’da son çeyrek asırda yaşayanlar, belediyelerin böylesine kapsamlı edebî ve kültürel faaliyetleri desteklemek bir yana kösteklemekle şöhret kazandıklarını bilirler. Bazısı rüşvet kabilinden ıvır zıvır faaliyetlere yer açar, istisnalar dışında, bazı müteşairleri, edebi edebiyatçılığında görünmeyen yetenek yoksunlarını gönüller. Hele büyükşehir, edebiyat kelimesinin “e”sinden bile korkar.

Mevcut başkan bir zamanlar nasıl olmuşsa, Mehmed Âkif’le ilgili bir faaliyete kısmî destek vermişti. 1986, Âkif’in vefatının 50. yılı...İkinci gün belediyeden telefon ettiler: Programın ortakları arasında yer alan Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı’nın logosunda “nun” harfi varmış!

Bir haftalık ilan edilmiş, afişleri, programları basılmış faaliyet iptal edildi! Gerçekten TYB Vakfının ambleminde nun var. Tabiî bir de kalem. Yani “nun vel kalem”...

Bu sene edebiyat mevsimi faaliyetinin başlığı, Edebiyat ve darbeler...Meş’um darbe teşebbüsünün üzerinden 4 ay geçmiş. Hâlâ hatıralar taze. Edebiyatçılarımız darbeyi görmezden gelmedi. Bir hayli şiir yazıldı, içinde istisna kabilinden güzelleri var...Henüz roman konusu olduğunu duymadık. Hikâyesini yazanlar olmuş. Bunlardan daha önemlisi, bütün belli başlı edebiyat dergilerimizin ağustos sayısını menfur darbeye ayırmaları...

Açılış konuşmasında üzerinde durduğum husus, darbe karşısında milletin sözden başka silahının olmaması. Yazarlar, sözün yanına kalemi de koydular. Edebiyat bizim öz evimiz, sönmeyen ocağımızdır. Sıkıştıkça, başımız darda kaldıkça onu sığınırız. Kültürel kodlarımız büyük edebi eserlerimizde kendini gösterir.

Darbeye karşı bayrağımızı elimize aldık, dilimizde ise İstiklâl Marşımız vardı. Bu iki milli sembol vazgeçilmezimiz. Darbeden sonra, meydanlarda konuşanlar sözlerine güç katmak istediklerinde, Mehmed Âkif’den, Yahya Kemal’den, Mithad Cemal’den, Ârif Nihad’dan, Orhan Şaik’den şiirler okudular. Yenikapıda millî birlik ruhu tezahür ederken, siyasî liderlerimiz istisnasız büyük şairlerimizden mısralar, beyitler, kıt’alar seslendirdiler. Millî birliğimizin harcında edebiyatın olduğu bir daha tescillendi.

Edebiyat ve darbeler konusu, 6 gün boyunca, çeşitli yönleriyle konuşulurken, sergiler, gösteriler ve şiir şölenleri de programı zenginleştiriyor. Tabii, reddedilmiş darbenin hatıralara hâlâ çok canlı. Bir bölüm de tanıklıklara ayrılmıştı. Tanıklar darbenin içinden geçmiş, hâlâ maddi izini vücudunda taşıyan kişiler. Dikkatimi çeken şu oldu: Darbede ciddi şekilde yaralanmış, aylarca tedavi görmüş ve tedavisi devam eden adsız kahramanlar ısrarla kendilerinden bahsetmekten kaçınıyorlar. Hep başka kahramanların yaptıklarından söz ediyorlar.

Gerçek kahramanlar övünmez! Onlar üzerlerine düşeni yapmışlardır. Sahte kahramanların ise, övünmekten başka yapabilecekleri bir şey yoktur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi