Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Devlet Bahçeli gazete okumaz mı?

Devlet Bahçeli gazete okumaz mı?

MHP lideri Devlet Bahçeli ve MHP hakkında pek yazı yazmak istemem. CHP’nin suyuna gitmeleri ve muhalefet etmeyi, CHP gibi kavga etmek olarak algıladıkları ve CHP’ye alternatif bir muhalefet de sergileyemedikleri için birbirlerinden farkı yok gibi gelir bana.
Yalnız MHP seçmenine Devlet Bahçeli’ye baktığım gibi bakmam. Sayın Bahçeli’yi tanımam fakat seçmeni tanırım tuz hakkımız vardır. Bahçeli, MHP’nin başına biraz da zorla getirilmiş gibidir. Seçmenin düşüncelerini siyasete yansıttığı çok görülen bir şey değildir.
MHP hakkında yazı yazmamamın bir başka sebebi de özellikle genç seçmenlerin eleştiriye hiç tahamüllerinin olmamasıdır. Tahammülsüzlüklerini küfür veya tehdit ederek gösterirler. Oysa bugüne kadar tehdit ve küfürle olumlu netice alındığı görülmüş değildir.
Bu kadar girizgahtan sonra gelelim yazının başlığındaki soruya. “MHP lideri Bahçeli gazete okumaz mı?” Bir soru daha; “Sayın Bahçeli, etrafındaki kimselere memlekette neler olup bittiğini sormaz mı?” “Bu terör olaylarında sizce kimler ihmalkar davranmıştır, kimlerin umursamazlığı ve keyfiliği vardır,” demez mi?
Galiba hem gazete okumuyor hem de etrafındaki insanlarla konuşup halleşmiyor. Öfke dolu bir yüzle sabaha uyanıp, öfke dolu bir yüzle geceye devam ediyor. Şahsen beden dilinden çok tedirgin oluyorum ve iktidar olduklarında millete nasıl şefkatle bakabileceğini sorguluyorum ve sorgulamama bir cevap bulamıyorum.
Bahçeli’nin öfke dolu hali, diğer muhalefet lideri Deniz Baykal’ınki kadar; “kin, öfke, hiddet ve şiddet” gösterisi gibi sürekli ve seviyesiz olmazsa da neredeyse Deniz Baykal’ı aratmayacak şekilde desem yeridir.
Haksızlık etmeyelim, siyaset biraz da “öfke” sanatıdır ama bu sanat, yerli yerince kullanılırsa işe yarar, yerinde ve zamanında kullanılmazsa aksi neticeler doğurur. Öfke şeklinin dozajı çok önemlidir. Muhalefet etmek, her şeye kötü demek ve sürekli iktidara yüklenmek değildir. Yan yana gelindiğinde oturacak kadar bir minderlik yer bırakmaktır.
Liderler hiç şunu düşünmezler mi; “Yahu biz iktidara gelmiş siyasi bir iradeyi bu kadar yerden yere vuruyoruz da bu insanları destekleyenler kuzu mu ki, bize inanıp güvensinler?” Hangi siyasi parti lideri olursa olsun, muhalefet ederken, kamuoyuna söylediklerini, kırk ölçüp bir biçmelidir. Herkes onların anladığı gibi anlamayabilir.
Asıl söyleyeceklerime geçmeden siyaset dersi veriyormuş gibi oldum ama yine siyaset aynı zamanda saygı ve sevgiyi de içinde barındıran bir sistemdir. Saygısızlık ve sevgisizlik, nefret doğurmaktan başka bir işe yaramaz. Nefretle de bir yere varılmaz.
MHP liderinin grup toplantısındaki konuşmasını izledim ve duyduklarıma inanamadım. Sayın Bahçeli bir nefret gemisine binmiş, yelkensiz ve dümensiz açık denizlerde seyrediyordu. 17 şehit verdiğimiz Aktütün Karakolu baskınında hükümete öyle bir yüklendi, öyle bir yüklendi ki, konuşmayı birlikte izlediğimiz herkes şaşkınlık içinde kaldı.
Oysa Aktütün baskınıyla ilgili olarak vatansever ve dürüst gazeteler, şehitler adına ve memleketimiz adına öyle haklı ve güzel haberler yapıp, meseleyi masaya öyle bir güzel yatırdılar ki, keşke Sayın Bahçeli konuşmaya hazırlanmadan önce bu gazeteleri okuma fırsatı, televizyonları izleme imkanı bulabilseydi.
Gazete okumasından ve haber izlemesinden vazgeçtik diyelim. Hiç olmazsa etrafındaki insanlarla konuşup, “Arkadaşlar siz ne diyorsunuz, meseleyi nasıl ele alıyorsunuz” diye sorsaydı. Eminim ki yakın arkadaşları baskınla ilgili gazetelerde yazılmayan ve haberlerde dile gelmeyen daha neler söyleyecekti.
Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın. 17 şehit verdiğimiz baskından hükümeti sorumlu tutmak, kapalı kapılar arkasında kahramanlık yapmak demektir. Hadi diyelim MHP lideri medyaya güvenmiyor. O zaman yapması gereken şey; üç beş adamını sokağa salıp, halkımızın baskın meselesini nasıl yorumladığını öğrenmelidir.
Bu konuda sadece MHP lideri değil, diğer siyasi partilerle birlikte, sivil toplum kuruluşlarının da aynı şeyi yapması gerekir. Sokak başka şey söylüyor çünkü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi