Sadece hakem mi?
Tamam, İskoç düdük Beşiktaş’ın moralini de, maça asılma hırsını da, verdiği penaltı ve Beck’e gösterdiği kırmızı kartla iptal etti. Buna kimsenin itirazı yok. Ancak ne var ki, diğer maçın sonucuna göre, Beşiktaş’ın bir beraberlikle bile gruptan çıkma şansı vardı. İşte bu göz önünde tutulmadan bir oyun planlanmış ve stratejik hamleler göz ardı edilmişti.
Şimdi açalım. Bu Ukrayna denilen ülkedeki hava koşulları bizim futbolumuzun hiç alışık olmadığı nitelikteydi. Üstüne üstelik rakip fiziki yapı olarak hem bizden kat kat üstündü, hem de o yapıdan çıkan güç ile de maçı geniş ve uzun alanlarda oynamaya bizden daha uygundu. Böyle olunca da bizim, iki maç sonucundan birinin bizi bir üst tura çıkaracağı gerçeğine sık sıkı sarılarak oyun daha dar alanda tezgâhlamamız gerekirdi. Biz ne yaptık Hem Tolgay’ı hem de bitik Oğuzhan’ı Quaresma, Aboubakar ve Olcay’ın yanına sürdük hemen... Atiba yine kahramanlar gibi geri dörtlüsünün önünde durmaya mahkûm edildi. Hatta bu defa maçı kazanalım dolmuşuna bindirilerek sık sık öne doğru da fırlatıldı. Sonra ne oldu Dolmuş lastik patlattı. Bir de hakem bıçağı aynı lastiğe sokmaz mı İşte size facia!
Bu sütunlarda maç öncesi yazmıştım. Demiştim ki, şayet Portekiz’deki maç Beşiktaş’a yarar bir sonuçla biterse, yani Benfica rakibini yenerse, bir beraberlik bile bize yetecektir. O halde oyunu daha dar alanlarda kabul ederek, ettirerek oynamalıydık. Yani topun arkasına tam takım geçerek rakibi savunma bölgelerinin uzağına çekip uzun kontralarla adam kaçırarak pozisyon işini düşünmeliydik. Maçın bitimine 15 dakika falan kala da, şayet uzak diyarlardan bize ters sonuç varsa, riske girerek oyun oynamak gerekirdi. Futbol, 11 adamla oynandığından mutlaka ama mutlaka stratejik davranılmalıdır. Oysa bir erken gol yedik, bir de hakem yaktı bizim takımı ve ondan sonra altılık olunduk. Hani grupta namağluptuk ya... Napoli ve Benfica gibi daha isimlilere karşı oynadığımız oyunu, yani planı Dinamo Kiev uçuk takım diye neden bir kenara attık İşte cezası!
Şimdi Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi’nde... Kim bilir belki de yarınlarda Fenerbahçe’nin veya temenni ederiz kalırlar, Osmanlıspor’un rakibi olabilir. Ya da başka Avrupalıların... O zaman yukarıda yazdıklarımı iyi okuyup dersini çalışmalıdır.
Değerli okurlar; size kısa ve net bir diyeceğim daha var. Lucescu’nun ikinci sezondaki Galatasaray’ı, kulüp tarihinin en zayıf ekibi idi. Ama hocanın ustalığı ile Şampiyonlar Ligi’nde ilk gruptan çıktı. İkinci grupta Roma, Liverpool, Barcelona gibi takımlara beş maç yenilmedi, o da yenemedi. Son maçta ofsayt golle elendi. Bu başarıdır. Nasıl mı Futbolun bütün inceliklerini bilerek oynatmanın... Yani tam anlamıyla Lucescu’nun...
Haa bir de vahşi Ukrayna taraftarının yaptıkları var... Benim damadım da orada idi. Maçtan önce arabalarını ters çevirmiş, onlar da maça girmeyip otele dönmüşler. Aslında UEFA iç harp yaşayan ülkelerde maç oynatmamalıdır. Ta ki insan olunana kadar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.