En Sadık Dost
Cevdet Said, bireysel ve toplumsal değişmenin yasaları adlı eserinde “fıtratın anlamı gerçeğe meyletme yeteneğidir bu yetenek, kendisine seçme şansı tanındığı zaman fıtrata gerçeği seçtirir.” der ve fıtratın iyiliğe meyletme yeteneğine sahip olduğunu vurgular. Bilinmelidir ki, kötülük insanın fıtratıyla uyumlu bir durum değildir. O nedenle hataya meyyal bir tutum içinde olduğunuzda iç dünyanızda bariz bir rahatsızlık hissedersiniz. Ruh haliniz aniden değişir, göğsünüz sıkışır, enerjiniz tükenir ve içinizde bir huzursuzluk hissetmeye başlarsınız. İyilik ve ihsanda bulunduğunuzda ise ruhunuzu huzur ve sükûnetin kapladığını hissedersiniz.
İnsanın değeri bedeni ile değil sahip olduğu erdem ve faziletleri ile ölçülür. Erdemli insan ise iki seçenek arasında kaldığında tavrını iyilikten yana koyabilen etkin kişidir. Toplumda bu insanların sayıları parmakla gösterilecek kadar azdır.
Vicdanları ile nefisleri arasında kalan insanların gece ile gündüz gibi birbirlerinden ayrıldıklarına şahit olursunuz. Bazı kimseler, vicdanlarının sesine kulak verip geri adım atar ve tövbe ile Allah’tan af dilerler. Hatalarını analiz eder ve yaşamlarını iyileştirmenin yollarını ararlar. Bu olumlu bir gelişmedir. Eğer kişi gerçekten pişmanlık duymuş ve tevbe ile Allah’tan bağışlanmayı dilemişse vicdanı onu teskin eder ve sakinleşmesine yardımcı olur.
İkinci kategoride yer alanlar ise hatada ısrar eden kimselerdir. Onlar vicdanlarının sesini duymamak için kulaklarını tıkar ve kendilerini avutacak eğlence ortamlarına koşarlar. Biraz gezer biraz alış veriş yapar ve rahatlarım diye düşünür ve çözümü dışarıda ararlar. Bu kimselerin hatayı başkalarının üzerine yıkmak için her zaman bahaneleri vardır. Vicdanı kıyıya ittiklerinden neyin doğru neyin yanlış olduğunu göremez hale gelmişlerdir.
Yaşamın öyle dönemeçleri vardır ki, gün gelir etrafınızda kimse kalmaz. En sevdiğim arkadaşım, can dostum dediğiniz kişiler, sıkıntılı anlarınızda sizi terk edip giderler. Şu kişiden zarar gelmez dediğiniz insanlar gün gelir en büyük hasmınız olur. Kardeşim deyip sırlarınızı paylaştığınız kişiler düştüğünüzde arkalarına dahi bakmadan çekip giderler. Öyle anlar olur ki, yorgun bir vaziyette doğrulur ve etrafınızda insan aramaya koyulursunuz. Fakat ne olursa olsun yanınızdan hiç ayrılmayan bir dostunuz vardır ki, işte o vicdandır.
Vicdanınız nasıl davranmalıyım ne yapmalıyım dediğiniz anlarda iç sesiniz olur ve yönlendirir sizi. Ağladığınızda teskin eder, nasıl davranacağınızı hangi yöne gideceğinizi işaret eder. Vicdan sizin ne haksızlık yapmanızı ister ne de haksızlığa uğramanızı… O adaletten yanadır. Haktan, İlahi yasalardan yana…O yüzden siz, siz olun vicdanınızın sesini hiçbir zaman kısmayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.