TÜRKİYE Kupası ki bu defa Ziraat Bankası sponsorudur ve de ATV, A Haber kanallarından da naklen bunulmaktadır. Bu da önemli bir hizmettir. Belki de adını ilk defa duyduğumuz takımların oyuncularını izliyoruz. Kim bilir belki de bunların içinden yarınların yıldızlarını keşfedip yukarılara tırmandıracağız.
Ancak ne var ki, bu kupa bana göre, yanlış bir statü ile oynatılıyor. Neden mi Burası Türkiye... Eski coğrafya bilgilerime göre 776 bin kilometre karedir. Yani çok geniş bir satha yayılmıştır. Ve de en önemlisi de bu coğrafyada bölgeler arasında dört değişik mevsim yaşanmaktadır. Güneyde insanlar denize girerken veya en azından üzerlerinde bir montla gezerken, doğuda bir palto giymek bile yeterli olamamaktadır. Hâl böyle iken doğal olarak da futbol sahalarının zeminleri değil futbol oynamak yürümeye bile elverişli olamamaktadır. Şehirlerarası ulaşım ise çok ama çok zordur. Örnek mi Erzincan’da oynanan maça yayıncı kuruluşun elemanlarının bir bölümü ulaşamamış, maçı anlatan spiker de İstanbul’daki ana stüdyodan yardımcı olmaya gayret etmiştir. Bendeniz de, kuruluşundan bu yana ilk defa böylesine garip bir  forma giyen Galatasaray takımını tanıyamamışımdır. Üstüne üstlük havanın evden çıkılmayacak derecede soğuk olması nedeniyle de futbolcular tanınmayan derecede kamuflajla sahaya çıkmışlardır.
Şimdi sadede gelelim. Türkiye Kupası maçlarını, adı üzerinde, ülkedeki bütün kulüplere açmalıyız. Tıpkı gruplar öncesinde olduğu gibi... Tabii bunu yaparken de, kademeler arasındaki farkı gözetmemiz gerekir. Zaten öyle de yapılmaktadır. Peki, gruplar mı arızadır Evet! Gruplar öncesi eleme türü aynen devam etmelidir. Buna mecburuz. Çünkü yukarıda da sözünü ettiğim gibi coğrafyamız bunu emretmektedir. Ulaşım sorunlarımız bunu istemektedir. Bir örnek mi Fenerbahçe, Gençlerbirliği, Menemenspor ve Amedspor aynı gruptadırlar... Kurayı çekeriz ve en kötü karşılıklı birer maçla bu dört takım arasındaki eleme biter...
Bu son cümleden hareketle önemli bir yere daha geleyim. Bana birileri çıkıp da Menemenspor’la Amedspor’un bütçesini söyleyebilir mi Bunlardan Amedspor’u ele alalım... Bir İstanbul, bir Ankara, bir de Menemen yapacak... Gidiş geliş, konaklama acaba kaça patlar Sanırım federasyon, sponsordan aldığının bir bölümünü bu işe ayırıyordur. Yok ancak bilmem kaçını karşılıyorsa, vah ki bu kulüplerin yöneticilerine!
Bakınız değerli okurlar; her grupta daha ikişer maç oynandı. Her bir takım daha dört maç oynayacak... Bitmez tükenmez Anadolu diye bir deyim vardır. Acaba İspanya’da, İngiltere’de, Almanya’da, İtalya’da bu kupalar hangi statü ile oynanmaktadır. Ki bu ülkelerde coğrafya bizimkinden daha oynamaya uygun, ulaşıma elverişlidir. Onlarda eleme düzeni devam ettiğinden takımlar en güçlü kadrolarıyla kupaya da çıkmaktadırlar. Messi’yi, Ronaldo’yu üçüncü lig takımı ile oynarken bile izlemekteyiz. Herhangi bir sürprize meydan vermemek adına... Bir de bizdeki maçların büyük takımlarına bakınız! C takımlarıyla çıkıyorlar... Son örnek Fenerbahçe’dir... Acaba eleme usulü olsaydı, Fenerbahçe o savunmayla mı çıkardı maça Diyarbakır’daki izleyicinin Kjaer, Topal, Sousa, Lens gibi oyuncuları görmek hakkı yok mu 
Diyeceğim şudur; bir an önce kademeli elemeye geçmeliyiz. Tabii ki önümüzdeki sezondan itibaren... Az kalsın unutuyordum. Federasyon da onca boş maça para ödeyeceğine, tur atlamalara daha fazla öder ki, yönetici de takımını saklamasın...