Amacınız Nedir Arkadaşlar? 3
“Kur’an her şeye kafidir” diyorsunuz. Sünnetin teşri için kaynaklığını inkar ediyorsunuz. Peygamberimizin Allah adına hüküm koyma hakkını iptal ediyorsunuz. Fıkıh ve usul kitaplarında mevzubahis edilen cümle “ef’alü’r resul Resulullah’ın fiillerini” yok sayıyorsunuz.
Ne adına?
Kur’an’a dikkat çekme adına!
Tamam, ona dikkat çekiniz. Bu güzel bir şeydir. Bugün Kur’an gerçekten de metruktür. Hakkıyla okunmuyor, bilinmiyor, yaşanmıyor. Başımıza gelen bela ve musibetlerin en büyük sebeplerinden belki de birincisi budur. Kur’an’sızlığın kafirler için değerini İngiliz İdarecisi de anlamış ve “bu kitabı onların elinden alırsak işlerini bitiririz” demiştir.
İyi de bu gerçeği ifade için sünneti yok saymak mı gerekli? Aynı ihtiyaç sünnet için de geçerlidir. Sanki o çok mu iyi biliniyor ve uygulanıyor?
Nerede!
Fakat Kur’an’ı ihya için sünneti inkar gerekmez ki. Başta mezhep imamları olmak üzere selefin alimlerini de “din uydurdular” diye aşağılamak gerekmez. Bunlar ayrı ayrı şeylerdir.
Fakir kırk yıldır vaaz ederim. Bunun en az son yirmi yılı kürsüden Kur’an okuyup tefsir yapmaktır. Daha hiçbir Müslümanın itiraz ettiğine rastlamadım. Üstelik dinleyenler zevkle takip ederler. Buna rağmen “bu dersleri ben icat ettim” diyemem, haşa ve kella!
Bunu ilk defa siz mi icat ettiniz ki?
Öyle de diyemem, haşa ve kella! Tarihten beri gelir bu. Bazen dinin bilinmediği zamanlar olur. Biri de kalkar uyarır. Sizin bir ton kelimenizi Akif birkaç mısrada söylemiş işte:
“İbret olmaz bize her gün okuruz ezber de
Yoksa hiç mana aranmaz mı bu ayetler de
Lafzı muhkem yalnız anlaşılan Kur’anın
Çünkü kaydında değil hiç birimiz mananın
Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına
İnmemiştir hele Kuran şunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için.”
Peki, siz Kur’an-ı Kerim’den neyi tartışıyorsunuz? Cari sistemi mi? Yürürlükteki laik kanunların nasıl küfür oluşunu mu? Batılılaşmanın verdiği zararları mı? Devlet ve hilafeti mi? Gece ibadetlerini, zikir, fikri, teheccüdü mü?
Tartıştığınız konular hayata bir ilke, bir kanun ve fayda getiren konular da değil. Mesela işte şunlar: Hz. İsa inecek mi? Mehdi gelecek mi? Kabir azabı var mıdır? Tasavvuf ve tarikat var mıdır? Vesile ne demektir? Abdestte ayaklar yıkanır mı? Abdestsiz Kur’an okunur mu? Hayızlı kadın oruç tutar mı? Peygamber hüküm koyabilir mi? Peygamberimizin hissi mucizesi var mıdır? Kader var mıdır? Mezhep ne demektir? Peygamberin mezhebi var mıydı? Vs.vs.
Müslümanların can alıcı sorunları bunlar mıdır?
Korkarım yarın “ahirette Allah görülür mü?” diye tartışacaksınız.
Yani geçmişte başta mutezile olmak üzere bid’at ehlinin ortaya koyup tartıştığı ve ehli sünnetin cevabını verip işini bitirdiği sorular. Millet nasıl olsa bilmiyor ya, ısıt ısıt koy önlerine, yesinler diye?
Derdiniz nedir kardeşim?
Müslümanlara bu kadar hakaret niçin?
Bu alaycı dil ve üslup niçin?
Taslaman, Okuyan, Bayraklı gibi üç beş malum kafadar sahıslar olarak oturmuş, Dümbüllü tiyatrosu gibi paslaşarak Müslümanlara yaptığınız alaylar, aşağılamalar niçin?
Yahu yeryüzünde Müslümanlardan başka yanlış yapan yok mudur? Biraz da onları konuşun ve aşağılayın ne olur? dilinizden elin gavuru kurtuluyor, Müslümanlar bir türlü kurtulamıyorlar.
Netice itibariyle siz bu halinizle İslam’a hizmet etmiyorsunuz. Aksine Müslümanlara zarar veriyorsunuz. Bizden hala kardeşçe uyarıdır, kendinize geliniz. Bir muhasebe yapınız. En azından dil ve üslubunuza bir ayar veriniz. Yarın daha geç olabilir.
FETÖ gibiler bitmeyecek elbette. Yeni Ahmedîler, Kadiyaniler, Babiler, Bahailer olacak elbette gavur beslemesi olarak. Şöhret budalası, kibri kendinden büyük, ne oldum delileri çıkacak. Biz bunlara hazırlıklıyız. Ama lütfen siz, bir mezhep daha çıkarıp başımıza bela etmeyiniz.
Dua ediyoruz: Allah Teâlâ samimim Müslümanları korusun. Ayaklarını kaydırmasın. Şeytanlara yem olmasınlar. Tarihe bir “Bel’am” olarak geçmesinler.