Sihirli dokunuş
Türkiye'nin ivedi ihtiyacı terörün bitmesi, etrafımızdaki kuşatmanın etkisiz hale getirilmesi, ekonominin nefes alması ve ülkenin normalleşmesidir. 14 yılın ağır faturası her tarafta etkisini gösterirken, 15 Temmuz gibi bir belayı yaşadık ve sonrasında Olağanüstü Hal Uygulaması başladı. Yaşananlar karşısında bütün toplum, iş dünyası ve Türkiye'ye inanıp güvenenler son derece tedirgin oldu. Endişeli ve belirsiz bir döneme girildi. Vatan-millet düşmanları bu durumu ganimet sayarak daha da azdılar. Bir taraftan terör, diğer taraftan dış baskı arttı. Ekonomi imdat sinyalleri verirken döviz kontrolden çıktı. Sürdürülemez, kabul edilemez bir durumla karşı karşıya geldik. Sayın Cumhurbaşkanı bu tabloyu, "İstiklal Harbi ve Sevr dayatması" olarak değerlendirdi. Bize göre de, ne yazık ki 14 yılın yanlışları, yetersizlikleri ve teslimiyetleri ile aziz milletimiz yeni bir kurtuluş savaşı vermek zorunda bırakılmıştır.
VATAN GÖREVİ
Bu şartlarda AKP'nin gitmesi uğruna ülkenin mahvolmasını seyretmek insaf ve vicdan sahibi hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir. Her imkan seferber etmek ve elbirliği ile bu girdaptan çıkmak bir vatan görevi haline gelmiştir. MHP işte tam da bunu yaptı. Bir vatan görevini yerine getirerek, ülkenin düze çıkması ve normalleşmesi için harekete geçti.Hükümete yol gösterdi, doğru yapılanı destekleyip cesaret verdi. Terörle esaslı biçimde mücadele edilmesi, sınırlarımızın kontrole alınması için Fırat Kalkanı operasyonunun başlatılması bu sayede mümkün hale geldi. Tıkanıkların aşılması için sorumluluk aldı, teklifte bulundu ve gereğini yaptı. Hükümet sistemini değiştiren Anayasa değişikliği bunun sonucu olarak gündeme geldi ve meclisten geçti.
HUKUKİ TEDBİR
MHP'nin yardım ve desteğinin, daha doğrusu sihirli dokunuşunun ülkeyi nasıl rahatlattığının yeni bir örneğini, yayımlanan son Kanun Hükmünde Kararnamelerde gördük.Olağanüstü Hal Uygulaması şartları içinde yapılan düzenlemelerin doğuracağı büyük olumsuzlukların giderilmesi için bugüne kadar hiçbir tedbir alınmamıştı. Özellikle hukuki işlemlerdeki rastgele uygulamaların ileride Türkiye'nin başını ağrıtacağı, FETÖ başta olmak üzere terör örgütlerine yeni bir istismar imkanı vereceği hep konuşuldu. Mutlaka tedbir almak ve yapılan işlemleri kanuna, çok daha önemlisi hukuka uygun hale getirmek gerekiyordu.Ancak, AKP korku ve endişelerini öne çıkardığı için bu tür düzenlemeleri bugüne kadar bir türlü yapamadı.
YENİ KHK'LAR
MHP'den aldığı destek ve cesaretin bu alanda da etkisini gösterdiğini görüyoruz. Yayımlanan yeni Kanun Hükmünde Kararnamelerle terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu'nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere 'Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu' kuruldu. Bu son derece yerindedir ve özellikle mağdur olduğunu iddia edenler için çok önemli bir imkandır. Komisyon üyelerinin HSYK tarafından belirlenecek olması, kararlarına karşı Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açılabilecek olması ileride çıkabilecek sorunlara karşı alınmış isabetli bir tedbirdir. Aynı şekilde gözaltı süresinin terörle mücadele suçları için 30 gün olarak kalırken, diğer suçlarda 30 günden 7 güne indirilmiştir.
EKONOMİYE ETKİSİ
MHP'nin ağırlık koyduğu yeni dönemin ülkeyi nasıl rahatlattığının bir başka ve çarpıcı örneğini de ekonomide yaşıyoruz. Ortada makul ve mantıklı hiçbir gerekçe yokken, tamamen yılların yanlışı ve yetersizliklerinin kaçınılmaz sonucu olarak dibe vuran ekonomi ve kontrolden çıkan döviz, Anayasa değişikliği teklifinin meclisten geçmesiyle birlikte duraklama dönemine girmiştir. Oluşan olumlu havaya bağlı olarak, önümüzdeki süreçte bütün dengelerin yeniden yerine oturması ihtimali belirmiştir. Bu noktada bir tespitimizi daha paylaşmış olalım. Bazı akıl fukaralarının iddia ettiklerinin tersine, eğer MHP'nin yardım katkıları olmasa ve millete ümit vermeseydi, emin olun döviz bugün bulunduğu yerin çok daha üzerinde olurdu ve ekonomi çok daha derin sarsıntılar yaşardı.
VATAN HER ŞEYDİR
Milliyetçilik, ülkeyi sevmek, millete inanmak işte böyle bir şeydir. İlla da bir menfaat elde etmek, devletin imkanlarını hovardaca kullanmak, evlere para kasaları yerleştirmek, terör örgütleriyle masa kurup sonra da dönüp, "kandırıldım" demek, birilerinin siyaset anlayışı olabilir. Milliyetçi ve ülkücüler için vatan her şeydir. Söz konusu vatan olunca gerisi teferruat oluşturuyor. Başkaları da bunu söylüyor, ama MHP ve ülkücülerden başka bu sözün gereğini yapan ve hayata geçirenine henüz hiçbir yerde rastlanmadı. Bu geçmişte de böyleydi, bugün de böyledir, gelecekte de böyle olacaktır. Çok şükür ki, Türk milleti her şeyin farkındadır. Yeri ve zamanı gelince işi ehline verecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.