AKP-HDP işbirliği olur mu?
Anayasa değişikliği meclisten geçti, ama tartışmaları bitmediği gibi katlanarak devam ediyor. Referandum sürecinin başlamasıyla birlikte özellikle CHP ve onun rüzgarına kapılanların sayesinde yeni bir cepheleşme oluşturulacak gibi görünüyor. Özellikle MHP üzerinden bir karalama kampanyasının yürütüleceği şimdiden bellidir. Sözcü gazetesi okuyup, Halk Tv. seyrederek ülkücülük ve milliyetçilik yapmaya kalkışanların, ne olup bittiğini anlamak ve anlatmak yerine, akıntıya kürek çekenlerin MHP tabanını etkileme gayreti beyhude bir çabadır.
YIKIMIN ÖNÜ KESİLDİ
MHP bir büyük sorunu, ülkeyi felakete götürebilecek muhtemel bir gelişmeyi, son derece makul biçimde çözüme ulaştırmak için yola çıkmıştır ve önemli bir mesafe almıştır. MHP, CHP'nin yaptığı gibi, fiili durum garabetinden rahatsız olmayıp mevcut düzenin devam etmesine seyirci kalsaydı, zaten gergin olan, tarihinin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşamaya mahkum edilen ülkemiz çok daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacaktı. Nitekim, sayın Bahçeli ülkenin gidişatından duyduğu derin endişeyi dile getirmiş ve bu şekilde yola devam edilmesinin getireceği yıkımların önünü kesmek için harekete geçmiştir. Kaldı ki, AKP'nin oluşturulan fiili durumu kalıcı hale getirmek için HDP'siz bir meclise bağlı olarak 330'un üzerinde milletvekili hedefleyen bir erken seçimi öngören (b) planının hazır olduğunu da, akıl ve izan sahibi herkes görmüştür.
FEDERASYON İHTİMALİ!
Bu meseleyi tek başına AKP'nin insafına bırakmanın nasıl bir düzen getirip, ülkeyi hangi felaketlere sürükleyebileceğini de, meclisteki görüşmeler sırasında net şekilde gördük. Maddeler üzerindeki görüşmeler sırasında, grubu adına konuşan AKP Bursa Milletvekili İsmail Aydın, "bir hukukçu olarak anayasanın değiştirilemez maddesini kabul etmek mümkün değildir. Gerekli nisabı, nisapla anayasanın tüm maddeleri değiştirilebilir, hatta Meclis yeni bir anayasa yapabilir" diyebilmiştir ki, işin eninde sonunda dönüp gideceği yer orası olacaktı. Son dönemlerde, "AKP, MHP üzerinden başkanlığı garantiye alıyor, daha sonra HDP ile işbirliği yaparak Anayasanın ilk 4 maddesini hedef alıp bir fedaratif sisteme yönelmeyeceğini nasıl garanti edebilirsiniz?" sorusunu sık soranlara rastlıyoruz.Bu soruyu soranlar ya bu milleti tanımıyorlar veya sayı saymayı bilmiyorlar. PKK uzantısı HDP'nin federatif bir yapıya bağlı olarak başkanlık sistemine "evet" diyeceğinin elbette farkındayız.Ancak, birincisi HDP bundan sonra mecliste olmayacak. İkincisi, PKK uzantısı HDP ile yapılacak bir işbirliğini, kurulacak bir ortaklığı bu millet ne kabul eder, ne affeder. Kaldı ki, MHP bunun tedbirini almıştır. Milli devlet, üniter yapı, kuvvetler ayrılığı, ülkenin bölünmez bütünlüğü hiçbir şekilde dokunulamaz konumdadır ve bunu hiçi bir güç değiştiremeyecektir.
MHP MAKULU ARADI
Ben bugüne kadar hiçbir MHP sözcüsünden meclisten geçen teklifin ideal olduğunu, her sorunu kökünden çözeceğini iddia ettiğini duymadım. Elbette çok daha iyisi yapılabilirdi. Ülke bir büyük felaketin eşiğindedir ve böyle devam edemeyiz. Bir çıkış yolu bulmak ve ülkemize sahip çıkmak zorundayız. MHP, AKP'nin getirdiği teklifi neredeyse tamamen revize etmiş ve en makul olanı bulmak için büyük bir çaba göstermiştir. CHP teklifin hazırlanması ve görüşmeleri sırasında toptancı bir yaklaşımla her şeyi reddedip, "istemezük" dayatması yapmak yerine, en başından itibaren katkı ve öneri getirseydi, çok daha isabetli bir iş yapmış olurdu. Hatta belki de itiraz ettiği şeyleri düzeltme imkanı bulabilirdi.
BAYKAL'IN DERDİ NE?
Görüşmeler sırasında ve şimdilerde eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın özellikle ağırlık koyduğunu ve bir zihin bulandırma gayreti yürüttüğünü görüyoruz. Bunun altında, 2015 Haziran'ındaki seçimler sonrasındaki Meclis Başkanlığı seçimlerinin intikamını alma güdüsünün yatmakta olduğunu söylemek haksızlık olmayacaktır. Zira, AKP ile işbirliği konusunda sayın Baykal'ın sicili herkesin malumudur. Daha önce de yazmıştım bir defa daha hatırlatalım: Sayın Baykal, Sayın Erdoğan'a hangi gerekçelerle siyaset yolunu açıp başbakan ve ardından da Cumhurbaşkanı olmasını sağladığını bugüne kadar makul bir şekilde izah edememiştir. 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde CHP'nin bütün söylediklerini bir anda yok sayıp, koşa koşa sayın Erdoğan'a gitmesinin ve saatlerce ne konuştuğunun makul bir açıklamasını da duyan olmamıştır. PKK uzantısı HDP ile ortaklık kurmakta en küçük bir tereddüt göstermeyenlerin, ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda MHP'ye laf söylemesi en hafif şekliyle haddini bilmemektir.
ÜLKEYE SAHİP ÇIKIYORUZ
Yine tekrarlıyorum: Bu ülkeyi artık AKP'nin insafına terk edemeyeceğimiz gibi, CHP güdük ve çağdışı zihniyetini de fazla ciddiye alamayız. Birleşmeye, bütünleşmeye ve ülkemize sahip çıkmaya mecburuz. MHP, her sıkıntılı dönemde olduğu gibi, yine öne çıkmış, çözüm üretmiş ve ülkenin düze çıkmasının yolunu açmıştır. Çok derin ve ivedi çözüm bekleyen yığınla meselemiz var. Bunlar gün geçtikçe daha da ağırlaşıyor ve bedel ödetiyor. Terörden dış politikaya, sağlıktan eğitime, yargıdan günlük yaşama kadar her yer sorunlu ve artık ülke bu yükü taşıyamıyor. Ne yazık ki, yılların yetersizliklerinin iş bilmezliklerinin, yanlışlarının, teslimiyetlerinin, bedelini 80 milyon hep birlikte ödüyoruz. MHP, ülkesine, milletine, devletine, bayrağına, imanına sahip çıkıyor. Türk milletinin de, bunu böyle görüp, böyle değerlendireceğinden zerre kadar endişemiz yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.