Bir tuhaf ülke olduk be!
Nne yazsam diye kafa kaşırken, bir haber düşüverdi önüme... Efendim; Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma açmış. Gerekçe de, Volkan’ın, geçen hafta oynanan Fenerbahçe-Galatasaray basketbol maçı sonrası taraftara küfürlü tezahürat yaptırmış olması... Vay canına!
Neden vay canına çektim değil mi? Yahu en yetkililer, kim varsa tabii ki, aynı isim Milli Takım’ın kader maçının başlamasına on dakika kala tribünden, evet sadece bir kişinin küfür edişi sebebiyle eldivenlerini sahaya atıp kaçmıştı. Yani açık ve net olarak ay-yıldızlı formaya ihanet etmişti. Değil mi sayın savcılar; milli görevden kaçmanın ihanetle nitelendirilmesi ağır mı? Bence asla hayır! Düşünebiliyor musunuz; bugün oynayan diğer, bence kahraman, Volkan çıkacak bu Volkan’ın yerine... Hiç oynamamış. Eli ayağı titreyecek. Belki de hata yapacak ve maçı milli takım kaybedecek. Sonrasını düşünebiliyor musunuz? Bu kahraman Volkan’ın futbol hayatı belki de bitecek, ya da ciddi arızalara sahne olacak. Sonrası mı? Belki de şimdiki kazancının yüzde birine mahkûm olup, hayatı zorluklarla geçecek... İşte siz sorumlular bunu idrak edemediniz ve Volkan Demirel sadece milli formadan uzak kaldı.
Şimdi madalyonun diğer tarafını çevrilerim. Benim Milli Takım teknik patronum, yani Fatih Terim, acaba federasyona bu vahim olaylı ilgili tek satır rapor verdi mi? Verdiyse, bundan böyle Demirel’i sadece milli takımda oynatmayacağını mı bildirdi?
Diyelim ki böyle yaptı Terim hoca... Peki, siz federasyon ne iş yaparsınız? Siz Türkiye Futbol Federasyonu değil misiniz? Peki, milli formaya hizmetten, hem de maçın başlamasına on dakika kalan kaçana hiç mi ceza vermezsiniz? Bakınız, seçilip de oynamak istemiyorum diyene değil, sahaya çıkıp da maçın başlamasına on dakika kala kaçana... Bir sorun bakalım Avrupa’nın futboldaki ileri ülkelerine ne yaparlarmış aynı durumda? Ayrıca olayın geçtiği stadın neresi olduğunun da farkında olsaydınız, daha da rahat işlem yapardınız. Ama nerede sizde o yürek ve ilke?
Evet, şimdi Volkan Demirel, çağrılıp ifadesine başvurulacak. Sonuç mu? Hukuk, maalesef bizde guguk olmuştur. Kestirmek mümkün değildir. Hele ki yukarıda sözünü ettiğim suç görmezlikten gelindiyse...
Özetle ağlasak mı, gülsek mi, vallahi bilemiyorum! Bu arada Van Persie’nin “Şort şovu” için ne yapılacak, onu da merak ediyorum. Bir haber çıkarsa da yazacağım, çıkmazsa da... En azından elimde bir Pascal Nouma örneği var... Hem de devamı hayli acıklı... Neden mi? Bu şort şovu adamı benim ülkemde şakır şakır para kazanıyor be...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.