BEN  öyle diyorum; futbolda kumpas davası... Hani şu bir zamanlar kararı verilip, Yargıtay tarafından da onanan davanın yenilenme meselesi  var ya, hah o başladı işte... Bilmem dünyada eşi var mıdır? Hukuk işim değil ama... 

 

Neyse kısaca sadede gelelim... Dava başlamadan taraflar atışmışlar. Doğaldır... Ama ya sonrası? Aziz Yıldırım çıkışta karşısında bir medya ordusu görünce açıklamalar yaptı. Havadan sudan tabii ki bana göre... 

 

“Beşiktaş nerede? Kulüpler Birliği nerede, nerede diğer kulüpler? Bu sadece bizim değil Türkiye’nin davasıdır...” İşte konuşmanın özeti budur.

 

Ben cevap vereyim bari... Kulüplerin işi ne olur ki o davada? Beşiktaş da bir zamanlar görülen davada vardı ve sonuçları da ortadadır. Bir kere daha gelip de ne yapacak? Diğer kulüpler bu davaya neden katılsınlar ki? Haaa, o zamanlar Büyükşehir Belediyespor’da oynayan ve federasyondan üç sene men cezası alıp, iki seneye inen cezasını çeken  İbrahim Akın katılsın derseniz, bakın ona varım... Tabii ki Doğu taraflarında bulunan ve telefonla konuştuğu hocası ile birlikte... Peki, siz var mısınız?

 

Ya Beşiktaş ve diğer kulüpler derlerse ki, “Biz gelemeyiz. Çünkü tarlalar, ekinler ve işçilerle işimiz var... “ O zaman ne dersiniz acaba?  Ve de devamla, “UEFA Disiplin Kurulu, UEFA Tahkim Kurulu, CAS; yani uluslararası tahkim mahkemesi ve hatta hatta İsviçre yerel mahkemesi bize ceza vermedi. Cezaya çarptırılan sizsiniz ve bunun için burada siz varsınız” derlerse ne cevap verirsiniz ki? 

 

Aynı kulüpler devamla, “Bizim federasyon, yani Türkiye Futbol Federasyonu, sizin kulübünüzün iki yöneticisine, birine üç yıl, diğeri bir yıl, iki profesyonelinize de birer yıl ceza verdi ama, bizden kimse yok, bu nedenle biz orada olmayız... Acaba onlar ne cezalarıydı ki? “ derlerse ne dersiniz? 

 

Bakın değerli okurlar; benim asıl merakla beklediğim Aziz Yıldırım açıklaması hâlâ gelmemiştir. Aradan altı yıl geçmiş olmasına rağmen... Nedir mi o? İşte şu cümlesi, “Bir konuşursam yer yerinden oynar, ona göre...” Eh, hadi konuşun da biz de kim ayıplı, kim suçlu bilelim... Bilelim ki, ona göre tedbir alalım... Belki de onlar kimse ellerini bir daha sıkmayalım... Böylesine cendereye girmiş biri neden hala açıklamayı yapmaz ki? Ama hala açıklama gelmedi... Ne zaman gelecek ki? Ben kulüplerin yerinde olsam bu soruyu sorarım şimdi... Ama cevap almaları mümkün olamayacaktır...   

 

Gelelim Fetö korkusuna...  Bakın Aziz Bey; Bu ülkede kimsenin Fetö ve yandaşı aşırı veya hafif solcu darbecilerden (yani 27 Mayıs- 28 Şubat meseleleri gibi)  korkmadığını 15 Temmuz gecesi tankların, makineli tüfeklerin önüne yatarak, hava bombardımanlarına göğüs gererek kanıtlamıştır.