Nesil'den yeni nesillere kitaplar
Bu haftaki kitaplarımız Nesil Yayınları’ndan. Bu kadar çok kitap basılıyor ama bu kadar çok okunuyor mu bilmiyorum. Okunuyor olmalı ki, yayınevleri ekmek fırını gibi devamlı kitap basıyor.
Gerçi her yazılanı kitap kabul etmek doğru mudur, o da işin başka bir tarafı ama Nesil Yayınları gibi, milletimizin mefkuresine hitap eden eserler neşreden ve kurumsallaşmış yayınevleri, elbette önemli kitaplara imza atıyorlar.
İşte son çıkan ve çok satan eserlerden bazıları. İlk eserimiz “Osmanlı’nın Gizli Tarihi” adını taşıyor. Yazarı ise İsmail çolak. Yazar, eseriyle ilgili olarak; “Tarihin, esrarını olanca bilinmezliğiyle koruduğu yerlerden biri de hiç şüphesiz bizim ülkemizdir” diyor ve şunları söylüyor: “Türkiye tarihinin geniş bir kesiti hâlâ gizemini muhafaza etmekte ve bitmeyen tartışmaların odak noktasındaki yerini korumaktadır.”
Kitap; tarihçileri ve tarih okurlarını asırlardır meşgul eden Osmanlı’ya dair kimi karanlık hadisenin üzerindeki esrar perdesini aralama gayesiyle hazırlanmış. Kitapta okuyucuyu, geniş bir yelpazeye yayılan, renkli ve ilgi çekici konular bekliyor.
Bir diğer eser, “Batı’daki Mevlana” ismini taşıyor. Yazarı ise Muhsin İlyas Subaşı. İnsanlık tarihinde bazı şahsiyetler vardır ki, tarih, onları bir millet veya toplumun sınırları içerisinde tutmaktan aciz kalır. çünkü onların ürettiği düşünce, kolektif talebe cevap vermiştir. İşte bu yüzden insanlığın ortak değeri olarak gelişip serpilirler. Bugün Mevlana’nın konumu da böyledir. Onu sahiplenmelerinin ana sebebi de budur.
“Batı’daki Mevlana” kitabının ortaya çıkış amacı, yedi asırlık süreçte İslâm dünyasının Batı insanına Mevlana’yı hangi kanallarla aktardığını gösterebilmektir. “Kaynak insan” olan Mevlana’nın Batı’da nasıl anlaşılıp tanındığına dair akla gelebilecek tüm sorulara cevap sunabilmektir.
Hepsinden de önemlisi bu topraklar üzerinde yetişip, günümüze kadar zihin ve kalplerimize ışık tutan Mevlana’ya Batılı alimlerin penceresinden bakarak, onu ne kadar tanıdığımızı anlayabilmek, kendi kendimizi test edebilmektir.
Sırada bir roman var. “Yıldız ve Ateşböcekleri” adını taşıyor romanımız. II. Abdülhamid ve İttihatçıları anlatıyor. Yazarı ise Adem çevik. “Yıldız ve Ateşböcekleri”, Cennetmekan Abdülhamid’i insani yönüyle, acısı ve sevinciyle, sevgisi ve nefretiyle, vefası ve uğradığı ihanetleriyle, umudu ve hayal kırıklıklarıyla ele alıyor.
“İman Ahlak Aksiyon” ismi de bir başka esere ait. Latif Erdoğan’ın kaleme aldığı kitap, imansız yaşamak kadar yaşanmayan imanın da bir kıymet ifade etmediğini, imanla yaşamaya ve Kur’an ahlakıyla bezenmeye dair ipuçlarını veriyor.
Annelerin Annesi Hz. Hatice Validemizin o temiz ve pak hayatının anlatıldığı “İlklerin Annesi Hz. Hatice” kitabını ise Dr. Hilal Kara ve Abdullah Kara yazmış. Allah Rasulü’nün eşi. 25 yıllık evliliği boyunca onun en büyük desteği. Vahyin ilk şahidi. İlk Müslüman, Allah’ın selam gönderdiği ve Cennetle müjdelediği ilk hanım. Mü’minlerin annesi. Müslüman hanımların en faziletlisi. Yine Rasulullah’ın ifadesiyle “İnsanlığın Hanımefendisi.” İşte onun hayatı bu kitapta.
“Gençliğin Kum Saati”. Hayatın kum saatine benzediğini ve yavaş yavaş aksa da bir gün sona gelineceğini anlatıyor. Kitabı Esra Nuray Sezer yazmış.
İmam-ı Gazali’nin ‘mutlaka okunması gerekir’ denilen eseri “Mişkatu’ul Envar”/“Nurlar Alemi.” Gazali bu eserinde esas olarak, Nur Suresi’nin 35. ayeti olan, “Allah göklerin ve yerin nurudur” ayetini yorumlamış. Sadece meale bakmakla, hatta bazı tefsirlere müracaatla bu ayetin ne demek istediğini anlamak zor olabilir. Gazali “Mişkat”ında bu ayetle ilgili yorumlarıyla muhataplarının ufkunu açmakta, onlara “nurlu bir seyahat” yaptırmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.