ZAMAN zaman AKP’li dostlarımız ile bir araya geldiğimizde bizi “birlikte hareket” etmemekle suçlayarak kritik anlarda yanlarında “yer almadığımız” için eleştiriyorlar. Nasıl bir arada olalım?

 

Temel konularda öylesine farklı düşünüyor ve öylesine farklı şeyler söylüyoruz ki!

 

Tabir caizse aramızda “gömlek” farkı var. Hani şu meşhur “Milli Görüş gömleği” meselesi var ya ondan söz ediyoruz.

 

Onlar “Milli Görüş gömleğini” sırtlarından çıkarıp atınca aramızdaki fark da ortaya çıkıverdi!

 

Örnek mi istiyorsunuz, hemen verelim.

 

ABD’nin Suriye operasyonu sonrasında bizden yani Milli Görüş’ten ve onlardan gelen açıklamalara birlikte bakalım!

 

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu operasyon sonrasında yaptığı açıklamada “ABD kurtarıcı olarak görülemez” diyerek hislerimize tercüman oluyor.

 

Saadet Partisi açıklamasında ise hem İdlip saldırısının hem de Amerika’nın müdahalesinin kınandığı belirtiliyor.

 

Yani konuyla ilgili açıklamalarda “Milli Görüş” ve “Milli duruşa” uygun sözler sarf ediliyor.

 

Şimdi bir de AKP cenahından gelen açıklamalara kulak misafiri olalım. 

 

Başbakan Binali Yıldırım ABD Başkan yardımcısı ile görüşüp “her türlü desteği vermeye hazır olduklarını” ifade ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise operasyonu “olumlu ama yetersiz” bulduğunu ilan ediyor!

 

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise “Devamı gelmeli” diyerek “partisinin operasyona bakış açısını” ortaya koyuyor.

 

Tek olayda bile görüş farklılığımız böylesine ortaya çıkınca nasıl bir arada olabiliriz? Bu politikalara nasıl destek verebiliriz?

 

Oysa geçmiş yıllarda bu arkadaşlarımızla aynı şeyleri söylüyor ve aynı ortak tepkiyi ortaya koyuyorduk.

 

Şimdi ise neredeyse bizim ak dediğimize onlar kara diyecek hale gelinmiş bulunuluyor. Aynı şekilde onların ak dediğine de bizler kara gözü ile bakıyoruz.

 

Evet, bu görüş ayrılığının bize göre tek izahı olabilir o da “gömlek” farkıdır. 

 

“Milli Görüş gömleği” sırttan çıkınca insanların “dünyaya bakış açıları” demek ki bu kadar farklılaşıyormuş. Bazen onları tanımakta öyle zorlanıyoruz ki!