Teşekkürler Beşiktaş ve Trabzonspor!
UZUN zamandan bu yana bizim ligde böylesine bir tempolu maç, bu kadar güzel gollerin atıldığı bir düello izlememiştim. Hem ev sahibi Trabzonspor, hem de Beşiktaş oyunu bir saniye bile öldürmek veya yavaşlatarak durumu irade etmeyi gibi eyyamcılığa yönelmediler.
Maçın nasıl sonuçlanacağı, kimin kazanacağı gibi sorularla hafta içi adeta rekor sayıda sorularla karşılaştım. Cevabım genelde beraberlik bekliyorum şeklinde idi. Çünkü Beşiktaş’ın şampiyonluk içinde önünde tabii ki kâğıt üzerinde üç maçı kalmıştı. Bu maç,
Başakşehirspor ve Fenerbahçe maçları... Aradaki puan farklarını ve de bazı rakiplerin birbirleriyle oynayacakları oyunları da hesaba katarsak Beşiktaş için bir puan hiç de kötü olamazdı. Üstüne üstelik rakip Trabzonspor ikinci yarının en başarılı takımı olarak ligin
tepesinde duruyordu. Eh yeni stadın seyirci rekoruna ulaşabileceği de hayalcilik olmayacağına göre...
Beşiktaş sahaya artık yeni yetişme taraftarının bile ezberlediği kadroyla çıktı. Trabzonspor da ikinci yarı maçlarının ideali, tabii ki NDoye hariç, sahadaki yerini aldı. Yani maç buradan bakınca müthiş bir çekişmeyle geçecekti.
Beşiktaş yine geriden başlayan bol pas ve öndeki üçlüye top taşımak formülü ile oynuyordu. Ancak Babel çok silik kalıyordu, Cenk de Uğur’la Durica’nın kilidinde takılı idi. Quaresma ise sanki maça arızalı çıkmıştı. Ürkek ve sanki her topta bacağını kontrol eder hali vardı. Buna karşılık Trabzonspor maçın başlarındaki biri iki rüzgârı haricinde dengeli değildi. Burada bir özetleme yapaksak, Beşiktaş daha takım olarak, Trabzonspor ise giderek ferdi işlere bağlanır gibiydi. Ve de Quaresma’nın sakatlanıp çıkması ile oyuna Aboubakar girdi. İşte bu Trabzonspor’un özellikle savunma önlemlerinde arıza yapabilecek ve de Beşiktaş’ın hücum çeşitlemelerinde orta alanı biraz daha öne itecekti. Bu arada Trabzonspor’un Beşiktaş’a göre neredeyse iki kat faul yaparak önlem anlam düşüncesi ki, bu Ersun hocanın kitabında sanki öz sözdür, kimin daha organize oynadığının da açık kanıtı oldu.
Ve maç gitti sonuna kadar. Şenol hocanın Cenk-Necip değişikliği ile Ersun hocanın Yusuf-Bero değişiklikleri de maçın iki hocanın beraberliğe razı biçimde bitirmeleri yolundaki işaretler idi. Tabii ki Onazi-Aytaç, Talisca-Mitroviç değişiklikleri de aynı düşüncenin
sahaya yansıması idi.
Sonuçta Beşiktaş’ın artık en büyük unvan için bana göre sadece iki maçı kaldı. Trabzonspor için ise bir dördüncülük şansı doğar mı, işte bu biraz zorlaştı sanki... Her şeyi bir kenara bırakalım, bu maçı bizleri sundukları için iki takıma da hocalara da teşekkür edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.