Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Pozitif odaklı kişiler (2)

Pozitif odaklı kişiler (2)

Kapitalist sistem bireyin duygularını kontrol altına alarak ona kendi sistemine uygun bir karakter empoze etti. Hedef tüketim araçlarının güdümünde hareket eden, silik ve edilgen fertlerin oluşmasıydı ne acıdır ki bunu başardılar. Bugün kapitalist zihniyetin, kişisel ilişkilerimizden, olaylara bakış açımıza kadar hayatımızın bütün alanlarını etki altına aldığını görmekteyiz. Bu durum duygu karmaşasına ve belirsizliğe neden oluyor. Kendimizle ya da çevremizle ilişkilerimizde tutarlı bir yol bulamıyoruz. Bugün ak dediğimize yarın kara diyoruz. Çünkü bize ait olan gemiyi biz değil kapitalizmin aktörleri yönlendiriyor… Aklımızı ve irademizi kullanma noktasında gittikçe zayıflıyoruz. Bugün piyasaya sürülen bir tüketim maddesini eleştirirken birkaç ay sonra bu ürünü alabilmek için sıraya giriyoruz. Bütün hayal ve beklentilerimizi maddiyat üzerine kuruyoruz… Kapitalizm bize sürekli şekilde kazanmalı ve direksiyonu sen tutmalısın diyor… Bu durum özümüzde saklı olan değerlerin zayıflamasına ve rekabet, ihtiras, doyumsuzluk, kıskançlık ve hayal kırıklığı gibi bazı sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor.
 
Kapitalist ahlakın fertlere musallat ettiği sorunlardan biri de yapay ilişkilerin ve maskelerin yaygın hale gelmesidir. Mesela bir sekreterin, bir ofis çalışanının iş ortamındaki tutumu ile dışarıdaki tutumu arasında bir benzerlik göremiyorsunuz. Kişinin, iş ortamında tamamen kazanma ve müşteriyi elde etme niyeti üzerine kurulan tutumu, dış dünyada çıkarlar ekseninde devam ediyor. Bu durum kişiler arası ilişkilerde önemli bir etken olan fedakârlık ve vefa gibi değerlerin zayıflamasına neden oluyor. 
 
İslam kültürü kapitalist ahlakın aksine yaşamın merkezine hak ve adaleti koymuştur. Dürüstlüğe büyük değer atfeden Müslümanlar insanlarla ilişkilerinde karşı tarafın haklarına büyük saygı göstermiş ve hakkaniyet ölçülerine riayeti esas almışlardır. Kapitalist ahlakın normları ise çıkarlar üzerine kurulmuştur. Bu sistem insanları tüketim ağına çekebilmek için yalan, riya ve hile gibi olumsuz hasletleri meşru hale getirmiş ve bu yozlaşmış karakterini fertlere aktarmaktan kaçınmamıştır. Bu çarkın etrafında yaşayan fertler ise lüks ve şaşalı bir hayat yaşayabilmek için kendilerine her yolu reva görmeye başlamışlardır. Her şeyi kazanma üzerine kuran bu anlayış ne yazık ki insani değerlerden ziyade güç ve parayı ön planda tutmuş ve en büyük savaşı fertleri insan kılan değerlere karşı yapmıştır. Bunun sonucunda insan, cansız bir nesne haline gelirken maddiyat ön plana çıkmıştır… Yani insanın yerini eşyalar ve olgular almaya başlamıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi