EV sahibi Gaziantepspor gitti gider... Galatasaray ise, ne fark eder ki, üçüncülüğü ezeli rakibi Fenerbahçe’ye kaptırmamak için oynar... Bu maç öyle bir maç idi işte... Bir tarafta Galatasaray’ı deney parçası haline getiren Tudor... Bu defa da Hakan, Carol, Yasin yok... Neyse ki kaleci Muslera üzerinde pek papatya falı açılmıyor. Bu maçta da üç net topu çıkardı bu ünlü kaleci... Karşıda ise, maç oynayacağı takımın başkanını ve yönetimini maçın sabahı tesislerinde ağırlayan(!), bir Ege takımını batıran hoca var. 

 

Maç mı? Galatasaray yine yüzlerce pas yapıp, pozisyon sıkıntı çeken taraf... Çünkü bu tezgâh dokunurken kimse ne saha boşaltıyor, ne kendini gösteriyor, ayağına top bekliyor. Böyle olunca da pas yapma rekorunu boşa harcamış oluyor. Karşıdaki takım ise yenik duruma düştükten sonra hayli etkili kontralara çıkıyor. Ama kimse bu neden yenik duruma düşülmeden yapılmadı diye sormuyor. Taraftar sadece yönetimi istifaya çağırıyor. Kim bilir belki de taraftarlar haklılar, yönetimin hoca seçimindeki hataları yüzünden...

 

Galatasaray taraftarının en çok ıslıkladığı adam Sabri, saymadım ama, en azından 30’un üzerinde atak bindirmesi yaptı. Bir yarısı kadar da rakibin ataklarını önledi. Bizim halk o kadar kolay dolmuşa biniyor ki, inanılmaz... Semih-Ahmet ikilisi sanki fena durmadı. Linnes’e ise sol kanat ters geliyor.  Selçuk tek önleyici olarak ciddi efor harcıyor, Josue ise orta alandaki en iyi top kullanan adam. Bir de müthiş gol yaptı. Sneijder alıyor verecek adam bulamıyor. Veriyor top alamıyor, kaçan adam bulamıyor ve ancak böyle frikikten bir şaheser sunabiliyor. Sinan galiba olmayacak. Bruma malum... Alır gider, ama bunun sonucu belli değildir. Mademki Podolski gitmiş, o halde Eren neden son maçlarda banko oynamıyor. Öyle ya o daha Galatasaray’da sözleşmesi olan futbolcu... Tudor belki de bunu okur... 

 

Gaziantepspor mu? Eski başkanı bir büyük kulübe üye olmuş ki, oralarda belediye başkanlığı da yapmıştı, halen de milletvekili galiba, o halde gitsin eski kulübüne durumu kurtarma çalışması yapsın... Öyle değil mi yani, insan asıl ait olduğu yere ömür boyu hizmet etmez mi? Bakarsınız esaslı bir hoca ve akılcı bir transferle çabuk dönülür Süper Lige...