Teknik direktörlük, bir futbol takımının genel kadro oluşturulmasında, rakibe göre oyan planlanmasında, oyun içinde gelişecek beklenmedik, umulmadık oluşumlara karşı önlem alınmasında büyük rol oynar. Bunları yapabilenlerin başında benim teknik direktörün hep Lucescu olmuştur. Tabii ki Derwall’i, hayatı yeni kaybeden Veselinovic’i saymam gerekir. İonescu, Fatih Terim’i de saymamız kaçınılmazdır.

 

Bu girişi neden yaptım? Gençlerbirliği’nin, bir gün televizyon yorumcusu, bir gün teknik adam rolünde gördüğüm ismi Ümit Özat, orta alan kontrol ve kurucu oyuncusu Khalili’yi oyundan aldı. Dakikalar henüz yarım saati bile göstermemişti. Sebep mi? Sanırım sarı kart görmüş olmasıydı. Olabilir. Oyundan atılacağını garanti görmek ise tamamen falcılıktır. Onun yerine öyle bir oyuncu soktu ki, değil Süper Ligde, amatör kümede bile oynaması zor bir isimdi bu... Matei adlı bu oyuncuyu acaba nereden aldılar ve kaç para ödüyorlar? Bu adam bir de penaltının hazırlayıcısı olmaz mı? Devam edelim. Gençlerbirliği’nin Başakşehirspor karşısında çok iyi bir oyun planı ile oynadığını ve maçı kaçırdığını da yazdık biz... Ama ya bu maç? Fenerbahçe’nin en sağlam bölgesi ön liberoları ve geri dörtlüsünün üzerine yaslanarak oynamış kaç takım bugüne kadar kazanmıştır ki? Sizde bir de Rantie diye çabuk, adam geçebilen ama boş sahada oynayan bir oyuncu varken onu neden Kjaer ve Skartel gibi iki stoperin kucağına attınız? 

 

Fenerbahçe’nin teknik adamı mı? Futbol bu işte, top yuvarlak ya... Sen tut, Van Persie’yi, bir süre sonra Topal’la Sousa’nın önüne santrfor arkası olarak görevlendir… Yani arkadan gelenlerle iş birliği yapacak, öndeki forvetleri izleyecek, sağa sola çabuk dönüp servis sunacak... Van Persie bu, artık koşamayan, sık sık sümküren, nefes alma zorluğu çeken bir emekli... Sakın ola ki iki gol attı, maçı aldırdı demeyiniz. Biri uzak direk dibinden kafa, diğeri de penaltı... Atmaya kalkıştığı şutlarda ne hale geldi hatırlıyor musunuz?  Alper sol kenara, Sow santrfora geçiyor ve bu formasyonla Fenerbahçe, karşısında tanınmayacak duruma sokulmuş Gençler’i 1-0’dan yeniyor... 

 

Ben bu maçta Ümit Öztürk isimli bir hakem izledim. Verdiği penaltı yüzde yüz doğru... Hele hele maçın başında yardımcısının kaldırdığı ofsayt bayrağını es geçerek bir pozisyonu devam ettirişi vardı ki, derslik idi... Şunu da ekleyeyim. Musa Sow gibi bir Müslümana koluyla smaç atarak yaptığı golü iptal eden hakeme, “Kafa ile attım” itirazını ise hiç yakıştıramadım.