Başlık şaşırttı değil mi? Ama şimdi yazacaklarım sonrası siz de aynı endişelerle yükleneceksiniz. 

 

O zaman hemen başlayayım... Birinci bölüm hakemlerle ilgilidir. Şayet federasyon ve onun Merkez Hakem Komitesi aynı kafa ile önümüzdeki sezonu da götürebileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlardır. Çünkü bu sezon şampiyonluk mücadelesi Beşiktaş’la, iki bin seyircisi olan ve medyada ancak iki sütunluk haberleri yer alabilen Başakşehirspor arasında geçti. Düşünebiliyor musunuz; bu hakemlerle yönetilen maçlar içinde üç büyüklerin hepsinin birden şampiyonluk şansı sürüyor... Ve de siz hakem tayinlerini böyle yapıyorsunuz ve o hakemler de bu kararları veriyorlar... Ben şimdiden iddia ediyorum, bu kafalar değişmezse, gelecek sezon çok maç yarıda kalabilir. Tabii ki tekrar edeyim; mücadele üç büyükler arasında geçerse... Yani bu sezon yangın çıkmadı desek yeridir. Hatta öylesine ki, son Gaziantepspor maçında işin dibi delindi ve Beşiktaş taraftarına kurallar hiçe sayılarak 25 bin bilet verildi. Oysa Beşiktaş’la Başakşehirspor arasındaki şampiyonluk mücadelesi bu maç başlamadan önce hâlâ bitmemişti. Bakalım önümüzdeki sezon bu yanlış kararın tekrarı yaşanır mı? Öyle ya şampiyonluk mücadelesi ya üç büyükler arasında geçerse ve bunlardan biri de bir deplasman oyununda işi kalmamış bir rakip karşısında 20 bin bilet isterse, o biletler de bugün örnek gösterilerek verilirse, siz tahmin edin yangını...  

 

Devam edip ikinci bölüme geçelim... Beşiktaş, Şenol Güneş hoca ile önümüzdeki sezon da devam edileceğini açıkladı. Şenol Güneş zaten işin kararını başkan ve yönetimin vereceğini çoktan söylemişti. Eee ne var bunda diyeceksiniz... Şunu derim; yaklaşık bir aydan bu yana gerek televizyonlarda, gerekse de yazılı spor basınında Beşiktaş başkanı Orman’la Şenol hoca arasında bazı anlaşmazlıkların yaşandığı söylenip duruyordu. Çeşitli felaket senaryoları da yazılıp, söylenip durdu. Sonunda Şenol hocanın göreve devam edeceği açıklandı. Peki, bu itiş kakış neyin nesiydi? Hemen yazayım; Beşiktaş üst üste üçüncü şampiyonluğu da kazanıp önce Fenerbahçe’yi geçerse, sonra da dördüncüsünü gerçekleştirip Galatasaray’ın rekorunu egale edip, geçme çizgisine gelirse, neler olur bilemezsiniz. O kadar çok belge vardır ki bendeniz, bu yüzden rahatlıkla bu uyarıyı yapabiliyorum... En yakın örnek mi? Bakınız; Beşiktaş’ın 100.yıl şampiyonluğunun ertesi sezonu... Eh, o sezon da borçlar bitme noktasına gelmiş, ligin ilk yarısı namağlup olarak tamamlanarak en yakın rakibe, maç fazlası bittikten sonra, sekiz puan fark atılmıştı... Ben buraya kadar yazayım, siz bundan sonrasını hatırlayıp, şöyle bir ellerinizi çenenize dayayıp düşününüz!