Bayramdan sonra...
Bizim Milli Gazete bu ülkede bir zamanların ilkesi olan bayramlarda çıkmamaya özen göstermeye devam ediyor. Çok derin araştırmadım ama galiba bu ülkede gazetecilik ilkesine sadık kalan tek kuruluş. En tepeden en alta kadar herkese minnetlerimi sunarım. Çünkü bendeniz de 50. yılını dolduruyor bu meslekte. Ramazan Bayramı’nda iki, Kurban Bayramı’nda da üç gün çıkmazdık o eski yıllarda. İşte bu tarihi anlaşmayı önce Günaydın’ın patronu Haldun Simavi bozmaya kalkışmıştı ama kardeşi Hürriyet’in sahibi rahmetli Erol Bey mani olmuştu. Hem de şu gerekçeyi öne sürerek, “Babamız Sedat Simavi’nin kemiklerini mi sızlatalım...” Bir oh çekmişti Bab-ı Ali... Sonra ortaya bir başka patron çıktı, İzmirli, hem de sahicilerinden ne yazık ki... Tuttu, Sabah’ı bayramlarda çıkaracağını açıkladı. O dönem onun genel yayın yönetmeni de ismini anmak istemiyorum, şimdilerde bir başka gazetede, köşesinde aynen şöyle bir cümle kullandı: “Biz gazetecilik ilkesi falan bilmeyiz. Biz ticaret yapıyoruz. Onca ilanı kaybedemeyiz...” Ve yılların dayanışması böylece dibinden dinamitlenerek yok oldu. Bu bölümü bitirmeden Milli Gazete’yi bir kere daha kutluyorum..
Bayram’da neler mi oldu? Sevgili Can Bartu, rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakıma alınmış olduğundan yanına gidemedim. Can Bartu, bilindiği üzere hem futbolda, hem de basketbolda en üst düzey derecede, yani A milli alanda dünyadaki tek sporcudur. Bir de bilinmeyenleri vardır onun... Daha 17 yaşında iken Bostancı’daki o toprak sahada, şimdi yerinde gökdelenler var, bir maçta tam 7 gol atmıştı. Maçı izleyen rahmetli efsane hoca Galatasaraylı Baba Gündüz “Gel Galatasaray’a götüreyim seni” demişti de Bartu “Ben Fenerbahçeliyim Baba olmaz” diye cevap vermişti. Daha neler mi var hafıza haznemde? Basketbol ve futbolun yanı sıra Moda’daki 50 metre kayasında yüzmede onu kimse geçememişti. Masa tenisi ne yahu dedikten sonra raketi eline alıp İstanbul şampiyonu olmuştu. Kitap olur be... Neyse, Allah acil şifalar versin Sinyor!
Bizim kadın Milli Basketbol takımı Avrupa 5. oldu. Tebrikler ama şu rotasyon belası yüzünden madalyayı kaçırdı. Neyse şimdi Dünya Şampiyonası var... Yarısı yenilenmiş takım tecrübe kazanarak umarım orada madalyayı yakalar. Tabii ki rotasyona takılmadan... Bu arada takımın baş hocası Ekrem Memnun Eskişehirspor’a gitti. Yani iki görevi bir arada mı götürecek?
Transferler de hız almaya başladı... Fransa’dan emeklilik şartlı imzalarla adamlar alıyoruz. Yani imzaların sonu o dönemlere geliyor. Bu tipler ağırlıklı olarak Fenerbahçe ve Galatasaray’da... Beşiktaş ise bir Pepe çılgınlığı peşinde sanki... Adam 5 milyon senede istiyor ve 3 milyon da imza parası... Avro bunlar... EeeMitroviç’i kıskandırmaz mısınız? Trabzonspor mu? Onlarda zaten son yıllarda bir alma alışkanlığı var ki sormayınız..
Pardon unutmadan... Şu Fanatik Gazetesi var ya, hani İbrahimoviç’i Fenerbahçe’ye getiren, merak odur ki, haberi kim yaptı, sayfasına kim manşet etti ve de Fenerbahçe’nin yalanmasından sonra ne oldu oralarda?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.