Milli İrade Yoksa Namus Cinayetleri Olur 2
Alın size benzer bir namus cinayeti haberi:
Adana'da kızına tecavüz ettiğini ileri sürdüğü 17 yaşındaki genci öldürmekten tutuklanmış. O babanın kızı ise “Biz … ile sevgiliydik, kendi rızamla onunla birlikte oldum" diye ifade vermiş.(1)
Of ki of!..
Ne olacak şimdi?
Bu acı nasıl dinecek?
* * *
Bu devlet bundan sonra bu babaya “acele etmeden haberleri iyi araştırması ve suç varsa yargıya gitmesi gereğini” anlatsa, bu iki gence de zinanın haram, ayıp, günah, çirkin ve zulüm olduğunu, kavgalara, cinayetlere, hastalıklara, sosyal buhranlara sebep olduğunu öğretse ne olur?
Bu bilgiler önce ailede, sonra okulda, sonra medyada, sonra sokakta öğretilmesi gerekirdi. Bu eğitim öğretim yerlerinden birisini kaybeden, ta ki diğerinden öğrensin. Bu ayıbı, suçu, günahı işleyenleri cemiyet kınasın, ayıplasın. Bu da caydırıcı, vaz geçirici bir yaptırım gücü olsun. “Mahalle baskısı” dediklerine ahlak ilminde “müeyyide” derlerdi. Sonradan “yaptırıcı güç” dediler ki toplumu korumak için çok çok önemlidir.
O yüzden toplumu bozmak isteyenler onun adını kötüye çıkardılar.
Artık her şey tersine! Çağdaşlık adında İslamiyeti terk ederek Batı kültürünü benimsemiş olan erkekler de kadınlar da artık zinadan utanmıyorlar. Hatta sokaklarda haykırıyorlar: “Bu beden benim. İstediğimle düşer kalkarım. Kimse bana karışamaz.”
Bu mübarek cemiyet nasıl bu hale geldi?
Batılılaşmayla. İşte o macerayı anlatmak için neredeyse bir düzine kitap yazdık. Sesimizin çıktığı her yerde haykırdık. Burada da Allah için yazıp duruyoruz. Çatlayıp ölene kadar da ağustos böceği gibi bunu çalıp söyleyeceğiz.
* * *
Kıblemiz Batı ya, artık yasalarımızda zina suç da değil, ayıp da değil. Son koalisyon hükümeti ceza yasasını hazırladı ama düştü. Meclisten geçirmek de Ak Parti hükümetine düştü. Zinayı suç yapmak için kanun taslağında değişiklik yapmak istediler. Fakat içeriden ve dışarıdan öyle şiddetli ve öfkeli bir ses çıktı ki, şaşırdı kaldılar ve kuzu kuzu kanunları yasalaştırdılar.
Evet, kıblemiz Batı ya, artık çıplaklık çağdaşlık oldu. Yıllardır başörtüsü zulmüne ses çıkarmayan, hatta destekleyen sözde özgürlükçüler, geçen bir park olayından sonra nasıl yollara döküldüler gördünüz, “kıyafetime karışma” diyerek. Baktım, hiç de utanır bir halleri yoktu…
* * *
Zina suçtur kardeşim. Allah böyle emrediyor. Müslümanlar da böyle iman ediyor. Bunun aksini söylemek İslam inancına göre Kur’an-ı Kerîm’de yazılı ayeti inkar etmek, etmese de beğenmemek, küçük görmek, aşağılamak olduğu için küfürdür. Müslümanı dinden çıkarır.
Temiz insan fıtratı da aynen böyle söylüyor. Gayr-i müslim bile olsalar tabiatı bozulmamış hür ve iffetli kadın ve erkekler zinadan nefret ederler.
Öyleyse soralım:
Bu zina zıkkımının bir faydası var mıdır?
Zararlarını saymaya gerek var mıdır?
Eğer bilmiyorsanız gidin genelevlerdeki biçarelere sorun, gözyaşları içinde anlattıklarını bir dinleyin.
Zinayı suç olmaktan çıkaran ve özendiren sözde çağdaş düşüncenin nasıl da insan fıtratına aykırı olduğunu daha kaç cinayet haykıracak?
* * *
Eğer milletin iradesi hakim ise, millet zinayı suç biliyor. Öyleyse yasalar da suç saymalı ve aykırı davranıp suç işleyenleri cezalandırmalı.
Ama öyle olmuyor. TBMM milleti dinlemiyor. Haykıranların sesini duymuyor. Bari bu cinayetler olsun sesimizi duyurabilseler!
Bu ne biçim sistem yahu?
Bu sistemin millet iradesine göre yeniden düzenlenmesi gerekir. Yeniden düzenlenen Mecliste bu milletin kanunlarının milli iradeden çıkması gerekir. Yasama, yani Meclis, kendisini seçen halkın dinine, örf ve adetine, milli ve manevi değerlerine göre kanun yapması gerekir. Hakimiyet milletin ise böyle olması gerekir.
* * *
İnsanlar devlete güvenmezse, Meclise güvenmezse, haliyle yargıya da güvenmeyecektir. Bu sefer hakkını eliyle almak isteyecektir. O zaman burası Teksas olur beyler!
Adalet, emniyet, güven ve istikrar, derken huzur ve barış, halkına güvenen ciddi bir sistem ile sağlanır. Devlet ve hükümet, Diyanet, üniversiteler, okullar, medya, STK, iş dünyası ve kendini sorumlu bilen herkes oturup bu meseleyi düşünmeli ve halletmek için gerekeni yapmalıdırlar.
Sadece düşünmek, hindiye benzemekten başka bir şey kazandırmaz. O yüzden düşüncenin gereği neyse o yapılmalıdır.
---------------------
1- https://www.habervaktim.com/haber/516423/tecavuzcuyu-oldurmustu-kizinin-sozleri-yikti.html