Cemal Nar

Cemal Nar

Rezil Parlamenter

Rezil Parlamenter

Bir parlamenterin vazifesi nedir?

Temel insan hakları çerçevesinde yasa yapmak ve bunların uygulanmasını denetlemek değil midir?

Hiç şüphesiz din ve vicdan, fikir ve ifade, kılık ve kıyafet, özel hayata saygı hak ve hürriyetleri insan haklarının başında gelir. Bir parlamenter bunları koruması gerekirken kendisi ihlal ederse, ona ne denir?

İsterseniz başka bir soruyla düşünelim. Allah Teâlâ eşeği yük taşıyarak insana hizmet için yaratmıştır. Siz yükünüzü taşımayan eşeğe ne dersiniz?

Biz memlekette şöyle deriz: “Eşek, eşek değil ki!”

Halbu ki o eşektir. Güzel gösleriyle, uzun kulak ve kuyruğu ile, dört ayağı ile eşektir o. Ama vazifesini yapmadığı zaman “Eşek, eşek değil ki!” deriz. Sureten eşektir. Ama mecazen eşek değildir. Zira üstüne düşeni yapmamaktadır.

Hal böyle olunca üstüne düşen görevini yapmayan parlamentere de “parlamenter değil ki!” deriz. Sureten öyle ama mecazen değildir. Zira üstüne düşeni yapmamaktadır.

Bu genel olarak böyledir. Herkes kendine baksın ve ne olduğuna karar versin.

*  *  *

İnsan hakları, din ve vicdan hürriyeti, ırkçılık, falan filan... hepsi hikaye. İslam’a düşman olan herkes, hakikatte insan değildir. Düşman değil, ama Müslüman da değil. Tamam, onu kabul eder ve en güzel bir şekilde muamele ederiz. Ona kazanmamız gereken bir insan diyerek sıcak yaklaşırız. İki kafir arasında çok fark var.

Kafir ülkelerin idarecileri de idare edilenleri de kalitede farklı olsalar da iki katagoriye indirebiliriz. Aşırılar ve mutediller. Bir başka deyişle barışseverler ve savaşanlar.

Avrupa’dan Amerika’ya, Çin’den Avustralya’ya kadar hepsi aynı düşüncenin, aynı ahlakın insanları. Bunlar sadece kendilerine insan. Başkaları söz konusu olunca kimileri hayvan kesiliyorlar.

İşte basit bir örnek:

*  *  *

Avustralya'nın ırkçı 'Tek Ulus Partisi' üyesi Pauline Hanson parlamento içine burka ile girmiş. Medyada Mecliste “burka” yani bir çeşit tesettür ile çekilmiş resmi var. Hanson burkasını çıkartmasının hemen ardından ırkçı tavırlarını devam ettirmiş. Burkanın ve İslam'ın ne kadar zararlı olduğuna değinmiş.

Şovundan sonra senato başkanına da şöyle demiş:

“Bu ülkenin değerlerini savunabilmek ve koruyabilmek adına, bu ülke toprakları üzerinde burkanın yasaklanması için çalışmaya söz veriyor musun?"

Bunun üzerine Senato Başkanı Perry, "hayır" cevabını vererek ırkçı eyleme destek olmamış. (1)

Ben bu rezil kepaze kadına ne diyeyim, nasıl yüreğimi soğutayım bilemiyorum.

Sadece şunu diyorum:

“Sana ne ki havlıyorsun ta oralardan? İslam’dan ve emrinden sana ne kafir? Beğenmezsen almazsın be çıfıt! Fakat hani din ve vicdan hürriyeti? İnançlara saygı? Bu mu sizin ilkeleriniz? Parlamenterin görevi hakları korumak mıdır, yoksa kaldırmak veya alay etmek midir?”

*  *  *

Bu haddini bilmez terbiyesizin yaptıklarına kendi ülkesinden tepkiler gelmiş. Ben bu yazıyı yazdıktan sonra okudum bunları.

Mesela Adalet Bakanı o soytarının yüzüne karşı “ülkemizde yaşayan Müslümanlar var. Bunlar iyi vatandaştırlar. Bu tür sözler onları üzer, incitir. Biz sizin bu teklifinizi kabul etmiyoruz ve Müslümanları üzen bir yanlışı da yapmayacağız” demiş, ve çok alkış almış. Buna da sevindik. Yüreğimiz soğudu azıcık.

Sonra bir haber daha aldık. Bu kadına pek çok kesimden tepkiler yükselmiş. Hatta ortaya çıkan son görüntülerde burka eylemi yapan faşist vekilin gittiği bir restoranın sahibi tarafından kovulduğu görülmüş. Oh olsun!

İşte halk böyle tepki bilinci gelişmiş vatandaşlardan müteşekkil, yani oluşursa, orada haklar ve hürriyetler korunur demektir.

Meclis başkanı, adalet bakanı ve vatandaşların farklı tepkileri bir gerçeği bildiriyor:

Demek insanlar ilkeli olsalar, sorunlarını oturup konuşarak çözebileceklerdir. Bütün sıkıntı kendilerini ispat etmek için tribüne oynamak zorunda olduklarını zanneden ilkesiz ve kalitesiz insanlardan kaynaklanıyor.

Tepki bilinci yüksek bir halk, o soytarıları da bitirecektir.

*  *  *

Minik Alperen bizi çok üzdü...

Gafletin böylesi de olur mu?

Bir servis üç yaşında çocukları taşır da nasıl herkes indi mi diye kontrol etmez? Bunun bahanesi olamaz. Suçlular cezalandırılmalı.

Analar babalar yavrularını emanet ediyorlar. Yavrularını, en değerli varlıklarını yani. Bir yerde bütün geleceklerini.

Artık o anne ve babanın bundan sonraki hayatlarını düşünebiliyor musunuz? Minik Alperen’in sevgisi ve acısı bağırlarında paslı bir hançer gibi her hatırladıklarında yakacak canlarını. Allah yardımcıları olsun.

İnsan ile ilgili her meslek, her zaman dikkatli olmalıdır.

 

---------------------

1- https://www.habervaktim.com/haber/516408/meclise-boyle-girdi-ustundeki-bir-anda-cikardi.html

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi