Bayramlık!
Yazıya başlamadan önce başta gazetedeki dostlarım olmak üzere bütün meslektaşlarımın ve İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.
Evet, dinimizin özel günlerinde yayın hayatına ara veren belki de tek kalmış bir gazete olarak ne kadar övünsek azdır. Mesleğin eski bir geleneğini yaşatmaya devam ettiği için Milli Gazete’yi bir kere daha kutlarım. Ve de bu sayfalarda bana da yer verildiği için teşekkür ederim ve gurur duyarım... Şimdi gelelim bizim spora... Önce şu güreşçilerimizi bir kutlayalım. Dünya Şampiyonası’nda 1962’den sonra en fazla madalya kazandığımız şampiyona oldu. Düşünebiliyor musunuz; Ata sporunda 55 senedir uyumuşuz. Oysa sporun bu branşında bizimkiler mindere çıktığında rakipler neredeyse peşin peşin yenilgiyi kabul ederlerdi. Sonra ne olduysa oldu, bu güreşte biz sıradan bir ülke geliverdik. Neyse geçmişi daha fazla kurcalamadan, günümüzdeki zaferi getirenleri tepeden en aşağıya kadar kutlayalım ve devamı dileyelim.
***
Transfer sezonu Avrupa’da, hatta dünyanın her yerinde siz bu satırları okuduğunuzun ertesi günü sona erecek. Bu tatil de taaa Ocak ayına kadar sürecek. Bizde mi? Taaa 8 Eylül akşamına kadar devam edecek? Neden? Sakın ola ki bayramı sebep göstermeyiniz. Ben noter defterleri bilirim, bazı kulüplerin imzaları için özel sayfaları bekletilen. Neyse, 30 Ağustos Çarşambayı, 31 Ağustos arifeyi de koyarsınız ve de son gün olarak bayram sonrası Çarşambayı ilan ederseniz. Ama kulüpleri okşamaya devam edilmeli değil mi? Peki, alınması düşünülen bir yabancı neme lazım deyip sizi beklemeyip bugün imzayı atarsa...
***
Milli Takım’ın yeni patronu Lucescu, Beşiktaş kaptanı Oğuzhan’ı kadroya çağırmadı. Herkes şaşkın... Tamam, Oğuzhan formda değil ama kadroda o kadar çok formsuz var ki... Aaaa o da ne? Çok ciddi ve sert eleştiriler sonrası Oğuzhan kadroya çağrılıyor. Neymiş efendim, Lucescu son Bursaspor maçını izleyip fikir değiştirmiş. Bunu da şöyle izah ediyor Rumen hoca, “Sadece aptallar fikir değiştirmez...” Ben ne söylemiştim atandığı ilk gün; Milli takımlar bu hocanın işi değildir. O, tam bir kulüp takımı hocasıdır...”
***
Aykut Kocaman, Gençlerbirliği maçından sonra bazı aşağılık basın mensupları var gibi bir cümle kullanmış. Ben o açıklamaları izlemedim. Ama izleyen herkes bunu söylüyor. O zaman bu sözlerin söylendiği doğruluğuna inanarak ben de diyorum ki, “Aykut hoca; sen önce 2011 yılındaki malum süreçte (herkes hız yaptı radara biz yakalandık) cümleni hatırla ve öyle konuş!
***
Milli Takım sırat köprüsünde. Ukrayna, Hırvatistan ve İzlanda sıradaki rakipler. İkisi müthiş fizik yapılı ve kondisyon küpü, bir tanesi üstün teknik yapılı... Biz mi? Yabancı istilasına yakalanmış, yurt dışındaki üç beş isimden medet uman bir takımız. Hayırlısı... Bu iki maçta en azından dört puan şart... Aksi, son olur gibi geliyor bana...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.