Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kültür Bakanımız fuardaydı ama neredeydi!

Kültür Bakanımız fuardaydı ama neredeydi!

Frankfurt kitap fuarında onur konuğu ülkeydik ama “Onur konuğu olduğumuz neremizden belliydi” diye herkes birbirine soruyordu.
Ülkemizi birinci derecede temsil eden ve Türkiye’den giden yayıncı ile yazarlara ev sahipliği yapması gereken Kültür Bakanlığı ortalarda yoktu. Varsa da görünür değillerdi. Görünür olmaları için herhangi bir gayrete de rastlanmıyordu. Yalnız özel yemekhane hariç.
Belki bu sözlerimden dolayı Kültür Bakanlığı yetkilileri öfke atına binip doludizgin, “Biz vardık, görmesini bilmeyenler görememiştir” diyeceklerdir. Haydi ben görmedim diyeyim, yaklaşık 100 kişiyle konuştum ve meseleyi tartıştım, onlar da görmemişlerdi.
Burada şunu hemen belirtmeliyim. Kültür Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay’ı bu söylediklerimin dışında tutuyorum. Sayın Günay’ın olup bitenlerden tamamen habersiz olduğunu ve kesinlikle iyi niyetinin kurbanı olduğunu söylemeliyim. “Tedbirsiz ve araştırmasız güvenmenin iç acısını çektiğine inanıyorum.”
Mesela fuarı anlatan Türkiye logosundan başlayalım. Öyle bir Logo yapılmış ki, Logonun bir yerlerinde Türkiye yazdığını, pardon “Hindi manasına gelen Turkey” yazdığını çözebilmeniz için bir hayli uğraşmanız gerekir ki sonunda bir yerlerde “T” harfini yakalayınca, gerisini getirebilirdiniz. Logoyu yapan kişi elbet çok güzel anlatabilirdi ama herkes Logo tasarımcısı olamayacağı için anlaşılmasında bir hayli güçlük çekildi.
Fuarın açılışına Almanya’dan ve diğer ülkelerden pek çok protokol katılmıştı. Bizden de Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Kültür Bakanımız ve diğer üst düzey bürokratlar vardı. Ama Türkiye’den hep iki kişinin adı ön plana çıktı. En çok Orhan Pamuk’un adı, sonra Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün.
Onur konuğu olarak Türkiye’den Kültür Bakanımızın da en azından bir selamlama konuşması yapması gerekmez miydi veya konuşma yapmak üzere kürsüye gelenler, diğer protokol üyelerinin isimlerini zikrederken, bakanımızın da adını zikredemezler miydi? Onur konuğu ülke olarak Kültür Bakanını bile protokole sokamıyorsak, bu nasıl bir temsildir?
Haydi bundan da vazgeçtik diyelim. Fuarın açılışı yapıldı, Türkiye’den katılan yayıncılarımızın bulunduğu kısma geçtiğimizde bu kısmın, ülkemize ait olduğuna dair bayrak ve yazı göremedik. Oysa bakanlık oraya dev bir bayrağımızı asmalı ve hiç olmazsa bir Türkiye yazısı koymalıydı. Evet, Logo vardı bir hayli labirentle dolaşması gerekiyordu, bu yüzden de kimse Logoya aldırış etmiyordu.
Salona biraz girince insanın yüzünü nihayet gülümseten bir manzarayla karşılaşmak mümkündü. Fuarın yüzünü “ak” eden İstanbul Ticaret Odası, hem genişçe bir yer kiralamış hem de İstanbul’u ve Türkiye’yi anlatan dev bir resimle stantlarını şenlendirmişlerdi. İTO’nun yerini gören haliyle oraya sığınıyor ve fuarı gezmeye başlama noktası olarak belirliyordu.
Kişisel olarak Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ı severim. Bana göre çok dürüst ve namuslu biridir böyle bilirim. CHP’nin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş insanlardan asla hayır gelmeyeceğine inanırım ama Sayın Günay’ı bir imalat hatası olarak değerlendirir ve severim.
Bu sevgimden dolayıdır ki, fuarda bakanlığımızın düştüğü durumu canım acıyarak yazmaya ve anlatmaya çalışıyorum. Orhan Pamuk, Türkiye’yi şikâyet ettiği için salondan büyük alkış almıştı. Keşke Kültür Bakanımız da çıksaydı da yuhalansaydı. Türkiye’yi şikâyet eden bir yazar çıkıp konuşuyor ama ona bu imkanı sunan bakan yerinde oturuyor ve belki de kimse orada olduğunu dahi bilmiyordu.
Sayın bakana herhangi bir tavsiyede bulunmak haddime değil ama şu hadiseyi anlatmalıyım. Zamanında ihtiyar bir adamcağız, uzun yıllardır göremediği oğlunun izini bularak ziyarete gider. Oğlunun karısı gelen ihtiyarı tanımadığı için evine almadığı gibi, ihtiyarlığından dolayı da aşağılayarak hakaret edip kovar.
Akşam kocası eve dönünce kadın olup biteni anlatır. Adam da bunun üzerine; “O ihtiyar giderken bir şey söylemedi mi?” der. Kadın da; “Kocana söyle kapısının eşiğini değiştirsin” dedi der. Bunun üzerine adam kadını boşar. Sayın bakanın da kimlerle çalıştığı ve kimlere güvenip güvenmeyeceğini anlamak için kapısının eşiğindekileri gözden geçirmesi elzemdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi