Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İmam yardımcısı özel galerisinde ezan kıldırdı

İmam yardımcısı özel galerisinde ezan kıldırdı

Yazının başlığından ne anladığınızı ve ne demek istendiğini çözüp çözmediğinizi bilemem ama, bu ve benzeri ifadelerin, Nobel ödüllü bir yazara ait olduğu iddia ediliyor.
Nobel ödüllü yazar, doğduğu ve ömrünün büyük bölümünü yaşadığı Türkiye hakkında roman yazarken, içinde yaşadığı toplumu ve toplumun değer yargılarını ne kadar iyi anladığını ortaya koyması bakımından önemli bir örnek sunmuş okurlarına (!)
Kendi toplumunu tanımaktan fersah fersah uzak olan bir yazara, Nobel ödülünü verenlerin kimlikleri ve kişilikleri üzerinde durmanın bir anlamı yok. Eğer iyi niyetli olsalar ve adil davransalardı, kendi toplumunu tanımayan bir yazara, herhalde değil Nobel ödülü vermek, bir kitabını bile okumazlardı.
Efendim, sanırım kim olduğunu anladınız. Anlamakta güçlük çekenler için söyleyeyim. Nobel ödüllü yazar ve Frankfurt Kitap Fuarı’nın baş konuğu olan Orhan Pamuk’tan bahsediyorum. Orhan Pamuk bir romanında müezzin efendinin ezan okumasını ezan kılmak olarak bildiği için, yazının başlığındaki gibi anlatıyormuş. Ben romanı görmedim, okuyanların ifadesi böyleydi.
Başlığı tekrar edelim. “İmam yardımcısı, özel galerisinde ezan kıldırdı.” Yani demek istiyor ki, “İmam yardımcısı (müezzin) özel galerisinde (müezzin mahfilinde) ezan kıldırdı (ezan okudu) parantez içindeki ifadeleri kullanacak, fakat bilmiyor demek ki.
Yanlış anlaşılmasın, bu ifadelerden dolayı kişiyi kınıyor falan değilim, kimse de kınamamalı. “Ezanda kulağı olmayanın namazda gözü olmazmış.” Hem hiç kimsenin neye nasıl inanacağı da ayrıca kimseyi ırgalamaz. Her insan, nasıl inanmak istiyorsa, o inancının nasibiyle yaşar. Bu, kendi tercihidir. Tercihlerin neticesi de kişilerin kendisini ilgilendirir.
Bu sebeple Orhan Pamuk’u kınamak ya da eleştirmek gibi bir niyetim yok. Sadece Nobel ödülü verenlerle Kültür Bakanlığı’nın meseleye nasıl baktığını ifade etmek için hatırlatma yapmak istedim. Sayın bakan hariç, diğer yetkililer, öyle at gözlükleriyle fuara yaklaşmışlar ki, “küçük azınlık solcuların” emirlerini bire bir yerine getirmişler desem, abartmış olmam.
Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen ve her fırsatta bu toplumun değer yargılarına küfreden; “küçük azınlık solcu yazarlar”, Türkiye’nin onur konuğu olmasını iktidara destek olarak algıladıklarından, fuarı protesto ettiklerini fısıltı halinde seslendirince, bir kısım medya ve yine bir kısım bakanlık yetkilileri, durumdan vazife çıkarıp, aksaklıklara sebep oldular.
Mesela bir örnek: Fuarı protesto eden küçük azınlıklardan birkaçının fotoğrafı Türkiyeli yazarlar olarak salonda sergilenmişti. Kendileri gelmemişti ama resimleri ve biyografileri gelmişti. Çoğunluğun okuduğu ve yine çoğunluğu temsil eden yazarlardan ise çalakalem akla gelenlerin resimleri ve biyografileri sergilenmişti.
Burada, “Bir kasıt var mı?” sorusu akla gelebilir. Eğer “yok” dersek, kendimize karşı hilekarlık yapmış oluruz. Bal gibi de kasıt var. Örnek mi istiyorsunuz, buyurun size bir örnek. Türkiye’de ve yurtdışında Erdem Bayazıt adını bilmeyen var mı? Allah rahmet eylesin, Erdem ağabeyin mezarının üzerindeki su bile daha kurumadı.
Ayrıca Erdem Bayazıt’ın cenazesine “Cumhurbaşkanı katıldı mı?” Evet, katıldı. “Başbakan katıldı mı?” Evet, katıldı. “Bakanlar katıldı mı?” Evet, katıldı. “Devletin üst düzey diğer bürokratları katıldı mı?” Evet, katıldı. “Erdem Bayazıt şair ve yazar olarak eski bir milletvekili mi?” Evet, milletvekili. “Dergi çıkarmış, kitaplar yazmış, devlete ve millete hizmet etmiş mi?” Evet, etmiş.
Daha bitmedi. “Bugün iktidarda bulunan milletvekilleri ve bakanların tamamı, Erdem Bayazıt ile tanışır mı?” Evet, tanışır. “Her biri Erdem Bayazıt’tan bir kıta da olsa şiir okur mu?” Evet, okur. Daha ölümünün üzerinden üç ay bile geçmemişken, hangi gerekçe ile Erdem Bayazıt’ın yazarlar salonunda adı sanı duyulmaz ve bilinmez peki? Kasıt aranmaz da, ne aranır?
Yine bitmedi. Rahmetli Akif İnan, Alaaddin Özdenören niye yoktu. Akif İnan ve Alaaddin Özdenören ismini bu kuşağın bilmemesi mümkün mü? Daha hangi birini sayayım Allah aşkına! “İştir kişinin ayinesi, lafa bakılmaz” deyip geçeyim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi