Sır çözüldü ama...
Galatasaray ’ın hemen hemen yepyeni takımıyla lige müthiş başlangıç yapması hiç tartışmasız futbol gündeminin bir numarası oldu. Gerçekten de 11 yepyeni yabancı transferi ve bunların, son maçta tamamı desek yeridir. Sık sık takımın yüzde doksan beşini oluşturması dikkat çekiciydi. Derler ki, bu kadar yenilenmiş bir takım kısa sürede iyi işler yapamaz. Onları zamana bırakmak lazım...
Bu Galatasaray, ilk defa Antalya ›da, sonra da Karabükspor karşısında zorlanmıştı. Zorlanmasının sebebini genelde milli maçlar arasına bağlayanlar çoğunluktaydı. Ancak kazın ayağı öyle değil derler ya...
Açalım... Antalyaspor şimdiki haline bakmayınız, kaliteli oyunculardan kurulu bir takım... Karabükspor da Galatasaray’ın yüksek teknik kapasiteli takımına neredeyse tam saha baskı yaparak yıldırmıştı. Konyaspor ise bu baskıyı daha ekonomik kullanarak kendi yarı sahasının az biraz önünde yaptı. Böylece Galatasaray’ın teknik oyuncuları kalabalık içinde çalım atmak veya pas yapmak zorunda kalınca koca bir ilk devre sadece Feghouli’nin harika şutunu ve Serkan’ın aynı güzellikteki plonjonunu gördük. Konyaspor ise bir kaç tehlikeli başlayan ancak aynı nitelikte sonuçlanmaya kontralar yaptı. Bu arada, sakatlandı diyorlar ama ben sanmıyorum, Rodrigues›in 32. dakikada alınıp yerine Selçuk›un girmesi Galatasaray›a rakip savunmanın arkasına top atabilme imkanı getirdi. Orta saha yerlerinde markaj ve pres yüzünden sıkıntı çeken Belhanda kenara gelince sanki oyun biraz daha açılır gibi oldu ama devre golsüz bitti.
İkinci yarı da aynı tas aynı hamam, yani ilk yarı özelliklerini taşıyordu. Ne zamana kadar? 54. dakikada Selçuk yaklaşık bir 40 metlerin rakip savunmanın derinliğine bir top attı. O ana kadar gezinen Gomis az porsiyon olsa da ofsayttan sıyrılıp topu aldı ve ilk çalımdan sonra Serkan›a teslim etti. Serkan’dan seken topu Feghouli kaleye şutladı. Sonra mı? Top isteyecek bir kere... İki Konyalı’dan aynı anda seken top boşta duran Gomis’in önüne düşte ve oradan da eski Metin Oktay şutu ile ağlara yapıştı adeta...
İşte bu golden sonra Konyaspor zorunlu olarak, yani maçı kurtarma niyeti ile o dakikaya kadar yaptığı presi yavaş yavaş bozup, çok adamla pas yaparak hücula kalkmaya başladı. Bu, Galatasaray›ın artık rahat pozisyon bulacağı anlamı taşıyacaktı. Öyle de oldu... 77. dakikada yine derinliğe atılan topu Gomis taşıdığı tam plase yapacakken sol baldırına darbeyi yedi ve penaltı kirecine gitti top... Oradan da maçı bitiren gol olarak ağlara... Sonra Gomis›in yerine giren Eren de aynı tip bir pozisyonda golü yapamadı.
Yani şu gerçek ortaya çıktı. Galatasaray’la kafa kafaya oynamaya kalkışan bir takım, yani bloklarını açarak oynarsa, belki de pozisyon bulur ama maçı da teslim eder. Tam saha veya yarım saha pres yapmak için de bizdeki takımlarda bulunan yabancıların işi bu değil... Bunu da yazayım... Ancak yerliye yüklerseniz bu ağırlığı, belki de idare edersiniz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.