Okurlarım sanıyorum anımsayacaklardır... Neyi mi? Arsenal’in en çağdaş kulüp olduğunu ve başındaki teknik adamın da aynı paralelde bir düşünceye sahip bulunduğunu yıllar önce yazdığımı... İşte bu Arsenal ve hocası, bebeklerle kurduğu takımla içinde onca ünlü (!) yıldızı bulunan Fenerbahçe’yi dinlene dinlene, istediği zaman gol atarak yendi. Buna karşılık Fenerbahçe ne yaptı? Çok gayret gösterdi. Çabaladı, koştu ama elinden ancak bu kadarı geldi... Çünkü Fenerbahçe’nin kadrosunda emekli Carlos, eski çağın futbolcusu Alex, hâlâ futbolun bir takım oyunu olduğunu bilmeyen Uğur, Alex’in Avrupa’da onun gibisi yok dediği antik model Maldonado adında bir ön libero bulunuyordu...

Şimdi gelelim gerçeklere... Bu maçın teknik analizini yapmaya gerek yok... Bir yanda takım, diğer yanda emeklileri alıp forma satarak bir yerlere geleceğini sananların kadrosu vardı. İşte bu nedenle orta alan presi, hücum savunması falan yazmaya gerek yok...

Peki, ne yazacaksın derseniz... Alınması gereken derslerden pasajlar vereceğim... Arsenal takımının ilk on birinde yer alan ve daha sonra oyuna girenlerden yapacağımız listede bulunan oyunculardan hangilerini Türkiye’nin ünlü Üç Büyükler’i transfer eder? Listeyi veriyorum... Denilson, Song, Dyabie, Eboue, Walcott, Ramsey, Djirou ve ilk zamanlarındaki Adebayor... Arsenal’de sadece Fabregas, o da 22 yaşında, yani yukarıdaki listede yer alanlar listesindeydi, Van Persie, o da 22 yaşında, Silvestre, kaleci Almunia gibi tanınmış oyuncular var... Gerisi bebe... 20 yaşındaki Nasri bile daha tam anlamıyla piyasaya çıkmadı... Peki nasıl oluyor da böylesine gençlerden kurulu bir takım bu futbolu oynuyor...
İşte burada Arsen Wenger’e geleceğiz... Monaco’da ne olduğunu bütün dünyaya tanıtan Wenger, Arsenal’de 13 yıldır görev yapıyor... Onun kitabında 50 milyon euro verip oyuncu almak yok... Tam tersine bedava alıp, eğitip, büyütüp, ustalaştırıp o paralara satmak var... Çünkü futbolun ekonomisi diye bir olgu var son yıllarda... Bunun içine bir de şampiyonluk ve başarı ekleniyor... Şimdi bu Arsenal’de bebe diye gördüklerinizi kısa zamanda büyük firmalara giderken bir kere daha tanıyacaksınız... Yerlerine yenileri hazırdır bile... İşte çağın teknik adamlığı bu... Bul, yetiştir, oynat, sat... Sonra da bu ülkede biz Dünya Kulübüyüz diye nara atanlar var... Dünya Kulübü olmayı, emeklileri transfer edip, forma ve kombine satarak bağlayanlar, bu defa da ders almazlarsa, ya da onlara bu dersi verenlerin sayısı çoğalmazsa, vay ülkenin paralarına ve vay ülkenin futboluna!