PKK şişeden çıkmadı, darbecilerin cebinden çıktı!

PKK şişeden çıkmadı, darbecilerin cebinden çıktı!

Çok yönlü bir kriz yaşıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye groki durumda. Her kafadan bir ses çıkıyor. Böyle durumlarda–sorumlu-hareket etmenin önemi bilinmesine rağmen, bazıları yangına körükle gidiyor.

DTP’nin sorumsuz siyaset anlayışını anlayabiliriz. Ülkeyi bölmek, ayrı bir millet inşa etmek için çatıştırma siyaseti en kestirme yoldur. DTP’de bu yolda yürüyor. Tüm adımlarını bilerek, hesap ederek ve bir hedef gözeterek atıyor.

Ama onun karşısında olanların aynı şuur uyanıklığına sahip olduklarını söylemek çok zor. Dikkatler tedbir ve çare üzerinde yoğunlaşacağına, herkes birbirini suçluyor. Ama daha önemlisi, DTP’yi daha hala demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan partilerden biri gibi görenlerin olması.

Bu kafa karışıklığı aslında nasıl bir strateji ve plansızlık içinde olduğumuzu gösteriyor. Küçük bir toslama ile bütün kurumlar birbirine girdi. Ne yapalım şaşkınlığı, ne yapacağını bilen terör örgütünün işine yarıyor sonunda.

Hani sizin A planınız, B planınız, C planınız, Hani sizin kriz politikanız? Otuz yıl terörle iç içe yaşayan bir ülke bu kadar şaşkın, bu kadar sersemlemiş bir halde olur mu?

Teröre boyun eğen bir ülke her şeyini kaybeder, Birliğini, bütünlüğünü, en önemlisi devlet olma onurunu. Dolayısıyla PKK sadece ülkenin bir kısmına yönelik bir tehdit oluşturmuyor, top yekûn varlığımızı tehdit ediyor. Türkiye her hangi bir terör örgütüne boyun eğerse birliğini kaybeder. Kimse ülkesini koruyamayan bir askere, siyasetçiye güvenmez. Herkes başının çaresine bakmak zorunda kalır.

Bugüne kadar ülke güvenliğini sağlamakla mükellef olanlara karşı sınırsız bir güven vardı. Herkes terör varsa devlet var, siyasetçi var, güvenlik kuvvetleri var diye düşünüyordu. Son olaylar bu güven duygusunu ileri derecede aşındırmış, ülke savunmasıyla ilgili şüphe ve tereddütlerin doğmasına vesile olmuştur. Milletçe yumruk yemiş gibi olmanın en önemli sebeplerinden biri budur.

Terör mücadelesi, zor bir mücadeledir. Ama Türkiye’nin bu badireyi atlatacak imkanları, avantajları vardır.Son yıllara kadar Türk’le Kürt’ün ideolojik merkezinde İslam vardı.Dinin etnik farklılıkları törpüleyen,gevşeten yönü insanları bir birine bağlıyordu.Din asabiyesi bütün diğer asabiyelerden daha güçlü bir yoğunluğa sahiptir.Onun kuşatıcılığı –farklılıklar- üzerine kurulu politikalara geçit vermiyordu.Ama bu ideolojik merkez darbelerle aşındırıla, aşındırıla ortadan kaldırıldı.Deniz çekilince ortada küçük göller,bataklıklar oluştu.Etnik siyaset, bu bataklıklardan sadece biridir.Bölücülüğü dış güçlerden önce darbeler bu hale getirdi.Şimdi bu canavar da nerden çıktı diye şaşkın, şaşkın soruyoruz..Canavar şişeden çıkmadı,darbecilerin cebinden çıktı.Şimdi kahrını millet çekiyor.

Türkiye bir yol ayrımındadır.

Terör belasını önüyle arkasıyla tarihe karıştıracak her türlü imkana sahibiz.. Ancak darbe zihniyetleriyle, gözünü PKK’ya körleştirip, başörtüsüne açanlarla, bu iş çözülmez. Neşter önce bu belayı başımıza musallat edenlere vurulmalı, sonra bütün unsurlarıyla terör örgütüne…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi