Tablonun Tamamını Görmeli
Etrafımızı çevreleyen karanlıklara maalesef her geçen gün yenileri ekleniyor. İngiltere ve ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Suriye ve Irak başta olmak üzere İslam coğrafyasını yerle bir etmek için uğraşıyor. Derin güçler PKK, PYD gibi kanlı terör örgütlerine binlerce tır silah takviyesi ile yardım ediyor.
15 Temmuz'da başaramayan güçler, bugün farklı algı operasyonlarıyla farklı yönlerden saldırıya geçtiler. Tablonun büyüğünü görmemiz gerekiyor artık. Kumpaslar, tuzaklar, hain planlar göz ardı edilemez.
Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Mısır, S. Arabistan’dan sonra sıra mazlumların kalesi Türkiye’de. Ve tek engel Sayın Erdoğan. ABD, Sayın Erdoğan'ı devirmeden, Suriye'de terör koridoru projesini uygulayamayacağını gördü.
Şimdi bu PKK koridorunu oluşturmak için karmaşa ortamı gözleniyor. Hedef açıkça Türkiye'dir. ABD'nin başarılı olabilmesi için Türkiye karmaşa içinde olmalı. Biz yerli, milli ve birlik olmalıyız ki derin güçlerin parça parça hale getirdiği diğer ülkelerin yaşadıklarını yaşamayalım.
FETÖ'yü besleyen, IŞİD'i destekleyen, PKK'ya 4.000 tır dolusu silahla yardım ulaştıran, Irak'ta 2 milyon insan katleden, altınlarını çalıp götüren, petrolüne el koyan adeta haydut bir ülkenin, menfaatlerine aykırı davranıp, İran ile ticaret yaparak ambargoyu deldiği için Türkiye’yi ‘mahkum’ etmeye çalışması normal mi geliyor birilerine? Kaldı ki burada asıl hedef daha büyüktür. Dava aslında siyasi bir davadır.
Deccaliyet etrafımızı kabuk gibi bağlamışken, bir ve diri olmak yerine birbirimizle uğraşıyor, güç ve vakit kaybediyoruz. Güç ve imkânlarımızı birbirimize karşı değil, dünya çapındaki bu dehşetli Deccaliyet fitnesine karşı seferber etmeliyiz.
Kin ve nefret politikası ile Cumhurbaşkanımıza karşı olan, akıllarınca onu devirmek için faaliyet yapanların tüm oyunlarını görüyoruz. Dünya çapında yüzlerce yıllık bir yapılanma olan İngiliz derin devleti ve ona bağlı derin güçlerle karşı karşıyayız. Böyle bir dönemde bütün partiler tavrını devletten yana koymalı. Şüphesiz herkesin farklı politik görüşleri var ancak konu birlik beraberliktir, devletin bekasıdır.
Dillerimiz farklı da olsa, aynı ‘vicdan dili’ ile konuşma, topyekûn halk olarak devletimizin yanında olma zamanıdır.
Pozitif konuşmalı, sözün nereye gideceğini hesaplayarak, düşünerek konuşmalıyız. Birbirimizin nefsini harekete geçirecek sözlerden kaçınmalıyız. Dostluk, kardeşlik ve muhabbet ruhunu geliştirme çabası içinde olmalıyız.
Akılcı olmalı, akılcı bakmalıyız. Bugün öncelikle yapılması gereken, aramızdaki birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunun yeniden hayata geçirilmesidir… Vicdanlı insanlara düşen görev budur.
Cumhurbaşkanımız milli liderimizdir ve daha uzun yıllar da lideri olmalıdır. Cesur bir şekilde ülkemizin birliğini korumak için mücadele ediyor. Gerçek düşmanlarımızı göz ardı ederek ucuz oyunlara gelerek birbirimize düşmemiz büyük felaketlere yol açabilir.
Temiz samimi bir vicdanla, vatan için devlet için bayrak için Cumhurbaşkanımızın dik duruşunu hep destekledik, desteklemeye de devam edecek, milletçe hep yanında olacağız.
Çok fazla siyasi oyun dönüyor fakat şunu unutuyorlar Allah’ın kaderinde olan gerçekleşecektir. Türkiye'nin büyümesini Allah’ın izniyle hiç bir zaman, hiçbir güç önleyemeyecek. Allah, yalandan beslenerek ırkçılık ve düşmanlık yapan, acımasızlık, merhametsizlik, kin ve nefret pompalayanların oyunlarını/plânlarını etkisiz kılsın, tuzaklarını tek tek başlarına geçirsin,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.