Son günlerin haberlerinden şöyle bir yorum derlemesi yapayım dedim. Ve görecekseniz bu ülkede, hele hele transfer dönemlerinde, dünyada yaşanmayan garipliklerin yaşadığını...

Öyleyle başlayalım. Başakşehirspor, hani şu seyirci ortalaması bin civarında olan kulüp, tutmuş, Arda’yla şöyle bir anlaşma yapmış: Yarım sezon için 4 milyona avro, gelecek sezonun tamımı için 6 milyona avro... Ne para ama! Neredeyse takımdaki önemli oyuncuların üçünün iki yıllık toplam ücreti kadar. Ve de daha garip olan, Barcelona’nın kiralama bedeli olarak istediği 2 milyoncuk avronun pazarlığı... Sizce şu anda lider olarak ilk yarıyı bitirmiş son derece disiplinli takım, Arda katıldıktan sonra ne hale gelir?

Devam edelim... Galatasaray’ın borsaya bildirdiği borç 2 milyar Türk lirasını aşkın... Eh, siz Aysal döneminde ilk yarıyı lider bitirmiş olmanıza rağmen 11 oyuncu transfer edip dünya rekoru kırarsanız böyle olur. Ama gariplikler biter mi? Bu borç içindeki Galatasaray’da yeniden göreve getirilen Terim hoca ne kadar emekli futbolcu varsa hepsini çeşitli görevlere getirmiş... Ümit’ten tutun da, Hasan Şaş’a, Tafarel’den başlayın da Gökhan Zan’a kadar... Haberimiz yok. Galatasaray belki de huzurevi açtı...

Fenerbahçe Van Persie’den kurtulmak istiyor. Geç bile kaldı da, bu işin yeni faturası sezonluk 5,5 milyon avroyu tamamlamaktan geçiyor. Ya Ozan Tufan operasyonuna ne demeli? Adamı 20 yaşında 7 milyona avro bonservis verip alıyorsun, sonra yaşı 22’ye gelince git kendine kulüp bul diyorsun. Pardon unutuyordum; bir de 8 milyon bonservis parası getir diyorsun... Sonra mı? Kampa almıyorsun, git Dereağzı’nda çalış diyorsun... Yani üç sene yan gelip yatan ve 6 milyon avrodan fazla parayı aynı yerde kahve içerek alan Krasiç gibi... Ne kulüpler değil mi? Hiç Batı’da böyle intihar vakası duydunuz mu?

Sonra bir kaç gün önce Beşiktaş için yazdığım yazıyı hatırlayınız derim... Nasıl ama arayı ne kadar açmış değil mi Beşiktaş!