Hoşumuza Gitse de Gitmese de Cihat
Bir önceki yazımızda “cihad”, kelime anlamıyla çalışmak, uğraşmak, çabalamak, gayret sarfetmek demektir. Buna göre cihat, İslâm'ın yükselmesi, korunması ve yayılması için her türlü çalışmada bulunmak, uğraşmak, gayret sarfetmektir. Bu yolda canla, başla, malla uğraşmak, eğer gerekiyorsa bu yolda sıcak ve soğuk savaşa girmektir, demiştik.
Daha açık bir ifade ile Allah (c.c.) tarafından kullarına verilmiş olan bedenî, malî ve zihnî kuvvetleri Allah yolunda kullanmak, o yolda feda etmektir. İnsanın maddî-manevî bütün varlığını Allah yolunda ortaya koyarak Hakk'ın düşmanlarını ortadan kaldırmak için savaşması "cihad"dır ve İslâm'da cihad farzdır.
Allah Teâlâ “hoşumuza gitmese de düşmanla savaşmak üzerimize farz kılındığını bildirirken" (el-Bakara, 2/216) "herhangi bir fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar hakka baş kaldıran ve onunla savaşan kafirlerle çarpışmamızı” emrederın.(el-Bakara, 2/193). Bizimle savaşanlarla biz nasıl olur da savaşmayız? Kendimizi korumayacak mıyız? Kendi değerlerimizi din ve fikir özgürlüğü çerçevesinde anlatamayacak mıyız? Hayır, "bizimle toptan savaştıkları gibi biz de müşriklerle savaşmak görevindeyiz”. " (et-Tevbe, 9/36).
Bu hakikati Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'de "Cihad kıyamete kadar devam edecek bir farzdır"( Ebû Davûd, el-Cihad, 33.) hadisiyle duyurmuştur.
Bilindiği gibi farzlar iki kısımdır: Farz-ı ayın, Farz-ı kifaye. Müslümanlar içinden sadece bir grup cihadın gayesini gerçekleştirebiliyor, Müslümanların yurt, mal, ırz, namus ve haysiyetlerini düşmanlara karşı koruyabiliyorsa o taktirde cihad farz-ı kifaye olmuş olur ve diğer Müslümanların üzerinden sorumluluk kalkar. Şayet fert fert gücü yeten her Müslümanın düşmana karşı koyma gereği varsa o zaman farz-ı ayın olur; herkesin bizzat cihâd etmesi icab eder.
Cihat niçindir?
Cihâdın gayesi, yeryüzünden fitneyi kaldırmak ve hakkı yüceltmek, İslam’ı bütün din ve nizamların üstünde hakim kılmaktır. Asla intikam, öldürme, yağma, baskı ve zulüm yapmak için değildir. bilakis bunları ortadan kaldırmak içindir.
Cihat emrinde iki şeyi atlamamak gerekir. Birincisi, Müslüman olmayanları zorla İslâm'a sokmak asla yoktur. Dinde hiç kimseyi Müslüman olmaya zorlama yoktur. Böyle bir iman zaten geçersizdir. Cihad'dan maksat, insanları kula kul olmaktan ve her türlü baskılardan kurtarmaktır. İslâm'ın yüce gerçeklerini onlara duyurmak ve kendi rızalarıyla Müslüman olabilecekleri onamları hazırlamaktır. İkincisi ise, bizimle savaşmayan kafirlerle savaşılmaz. Din sadece tebliğ edilir, gereken açıklama ve aydınlatma yapılır ve dine davet edilir. Kabul eden eder, etmeyen etmez, o kadar. Çünkü bu tebliğ ve davet, Müslümanları sorumluluktan kurtarmaya kafidir.
Buradan anlaşılan odur ki, İslâm'ın cihattan amacı kesinlikle toprak ele geçirmek, başkalarının yeraltı ve üstü servetlerini bömürmek değildir. Emperyalist bir amacı olamaz İslam’ın. O hak, hukuk, adalet ve insaf dinidir. Onun tek amacı dünyaya İslam gerçeğini hakkıyla duyurmak, bir de Müslümanları korumaktır, o kadar.
Aslında az bilinen bir gerçek daha var; ona da dokunsak iyi olacaktır. Ama gelecek yazımızda inşallah.