Önce Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman’ın ne eski gol krallığına, ne Konya’daki kupa zaferine, ne de Fenerbahçe’deki tartışmalı şampiyonluğuna yakışan sözlerinden dolayı şapkasını önüne koyup düşünmesi gerektiğini yazayım. Yakışıksız, ayıp, sportmenlik dışı sözler sizin “Herkes hız yaptı, radara biz yakalandık” itirafınızı bile geçebilir. Hatta hatta Konya›da hoca iken Anelka›nın elle attığı golden sonra, «Artık antrenörlük yapmayı düşünmüyorum» cümleniz de hâlâ hafızalarda durmaktadır.

Neyse, gelelim Gençlerbirliği maçına... Ümit Özat’ın takımı üçlü savunmayla sahaya dizeceğini öğrenmiş olan Aykut Kocaman buna göre bir taktik planlamış. Düne kadar al sana-ver bana gibi artık yerinde yeller esen antika taktik yerine, Fenerbahçe ağırlıklı ve özellikle kanat kurgularıyla Ankara takımını ilk yarıda perişan etti diyebiliriz. Çünkü aynen Aykut hocanın yıllar önce ifade ettiği gibi, “Üçlü savunma ile oynamak insanlık suçudur” yakıştırmasına Ankara takımı kurban ediliyordu. Direklerle öpüşen şutlar, kalecinin yumruklarına rastlayan vuruşlar farkın sinyalleri vermeye başlamıştı. Nitekim Ümit Özat üçlü savunma intihar girişimden 27. dakikada vazgeçip İssah›ı oyundan alıp yerine daha oturaklı oynayan bir başka siyahiyi soktu. Alper›in çıkışı da vazgeçiş işareti oldu. Ama yerine giren Deniz Ankara takımını resmen on kişi oynattı diyebiliriz. Ancak ne var ki bu önlemler Fenerbahçe›yi frenledi. Bu arada devre biterken kaleci Volkan maçı takip etmeme yanlışıyla Dirar›a kendi kalesine gol attırdı.

İkinci yarı ile birlikte artık kenar oyunları yerine ortayı da kullanmaya başlayan Fenerbahçe böyle bir atakta Alper’le golü bulup rahatladı. Valbuena›nın müthiş, akıl dolu pası sonucu Dirar›la da öne geçti. Sonrasında ise bu defa Mehmet Topal rakibine güzel bir gol attırdı ve maç berabere bitti.

Bu maçla bir merakım var. Devre arasında koridorlarla, sahada tatsız işlerin yaşandığını açıklayan Ümit Özat acaba kimseden korkmadan ayrıntı verebilecek mi?