Bunlar “hamakat benim karakterimdir” demek istiyorlar!
Türkiye karşıtı mesajlar zaten kongrenin mahiyetini açığa vuruyor.
Konuşmacılardan biri Afrin harekatı konusunda müthiş yorumlar yapıyor. Türkiye’nin yenileceğini söylüyor. Neden yenilecek? Bölge dışı bir gücün Türkiye’nin yürüyüşünü engelleyeceğini düşünüyorlar muhtemelen.
Belki de önümüzdeki günlerde Afrin’deki teröristler ABD bayrağı çekip Türkiye’nin ileri harekatını durdurmaya çalışacaklar.
Şimdi ABD’ye güvenmek...
Daha önce İngiltere’ye güvenmek...
Bir ara Sovyetler Birliği’ne ve Rusya’ya güvenmek...
Bunlara güvenerek terör hareketini devletleştirmek...
Bunun kötü örneği İsrail. İsrail, siyonist terörün devletleşmesidir. Buna batılılar bazı Arap önderlerini kullanarak ulaştılar. Onları Osmanlıyı yıkmaya ikna ettiler: Kocaman ve muhteşem bir Arap devleti onları bekliyordu! Bir değil 20 Arap devleti kuruldu, kuruldu da ne oldu? 20’si bir devlet etmez! İsrail’in kuruluşunu bu gafilleri kullanarak gerçekleştirdiler.
Terörist kürtçülerin devletleşmesi mümkün müdür?
Amerika bizzat savaşa girerse, belki bu olabilir. Benim kanaatim, ABD böyle bir risk alacak değildir. PKK/PYD’yi istediği gibi (kara kuvveti olarak) kullanıyor. Şunu da tekraren söylüyor: “DAEŞ tehdidi bitince kullanmayacağım!”
Türkiye’nin akıl ve mantık fukarası ırkçı partisi yöneticileri bu zelil durumdan şikayetçi değilller. Bas bas bağırıyorlar: “Ey ABD bizi istediğin gibi kullan, istediğin kadar kullan. Biz senin için ölmeye hazırız!”
Arazide manzara bu...
Hep şunu düşündüm: Neden bir makul Kürt siyaseti oluşturulamıyor?
Kuzey Irak’da Barzani konjonktürün (ve ABD’nin) yardımıyla geniş bir özerklik içinde devletleşmeye yürüdü. Türkiye Barzani yönetimi ile iyi ilişkiler kurdu. Bu iyi günlerin sonunun gelmesi için hiç bir yabancı güce ihtiyaç olmadığı, önü sonu düşünülmemiş bir bağımsızlık referandumu ile ortaya çıktı.
Bir yıl önceki Barzani ile bugünkü aynı güçte mi?
Kuzey Irak’da özerklik nereye kadar geriledi?
Buna “boynuz umarken kulaktan olmak” denir!
Kürtler için akıllı bir siyaset, Türkleri ikna etmekten, Türkiye ile birlikte hareket etmekten geçiyor. Bu şiddetle olmaz, güç kullanarak olmak, tehditle olmaz, terörle olmaz. Suriye’de arapları, türkmenleri yerinden ederek olmaz. Türkiye sınırın bu tarafındaki nüfus yapısının öbür tarafında değiştirilmesine izin vermez.
Türkiye sırf Türkmenler için bunu yapmaz. Araplar ve Kürtler için de bunu yapar. Türkiyenin devlet geleneği bunu gerektirir.
Türkiye’de özgürce siyaset yapan bir etnik parti var. Bir kaç sene önce önlerine müthiş bir fırsat çıktı. “Barış süreci” denilen bir dönem. Nasıl değerlendirdi kürtçü siyasetçiler bu dönemi? Fırsatı ganimet bilmek şeklinde! Devletin kucağında oturup sakalını yolmaya kalkıştılar. Vergi topladılar, mahkemeler kurdular, devleti yok saydılar.
Eğer bu dangalaklar gerçekten barış sürecini doğru yönetselerdi her şey farklı olacaktı. Bunu yapmadıkları gibi PKK’nin barışı bozmasını da alkışladılar. Şimdi de durmadan barıştan bahsediyorlar! Kıçı sıkışınca barıştan dem vurmanın âlemi yok.
Biz onlara akıllı olun, makulü isteyin diyoruz. Bunlar her fırsatta şunu söylemek istiyorlar: “Hamakat bizim karakterimizdir!”
“Gâvurun askeri oluruz, müslümanla bir olmayız!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.