Şehadet
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kuzeybatı Suriye’nin Afrin bölgesinde aktif olan terör örgütleri PKK-YPG ve DAEŞ’e karşı 20 Ocak’ta başlattığı “Zeytin Dalı Operasyonu” devam ediyor. Türk yetkililer, askeri harekâtın terörist unsurlar bölgeden tam anlamıyla temizleninceye ve son terörist etkisiz hale gelinceye kadar devam edeceğini belirtiyor.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, “Irak sınırına kadar ülkemizi kuşatmaya çalışan bu terör pisliğini temizleyeceğiz” diyor ki Allah’ın izniyle öyle de olacak.
Bizim için vatan, devlet, bayrak, millet kutsaldır. Allah’a, vatana, devlete, millete söz ettirmeyiz, el uzattırmayız. Bu vatandan tek bir karış toprak, tek bir çakıl taşı vermeyiz. Kilometrelerce toprak istemeleriyle bir karış istemeleri arasında bizim için fark yoktur. Gerekirse 83 milyon şehit olur ama bu vatanı böldürmeyiz. Şehit sayısını konu edinerek hükumeti yıpratmaya çalışmak fitnedir. Şehitlerimizin varlığı milletimiz için onurdur. Şehit vermek fütur verilecek bir konu değildir. Biz Çanakkale’de 200 bin şehit vermiş milletiz. Tek bir meydan muhaberesinde on binlerce şehit verdik. Gerekirse on binlerce şehit veririz ama Türkiye’yi böldürmeyiz. “Şehit sayısı çok, bu mücadeleden vazgeçelim” diyeceğimizi sanıyorlarsa yanılıyorlar. Vatanın, bayrağın, devletin, milletin korunması için gerekirse tüm millet şehit oluruz. (http://gundemanaliz.com/)
Askerlik ölme ve öldürme mesleğidir. Her meslek kendine göre bir risk içerir ancak böyle kesin bir risk sadece askerlikte vardır.
Şehitlerin arkasından ağlamak, üzülmek doğru değil. Allah, hiçbir kuluna, şehit anne babalarına da taşıyamayacağı yükü yüklemez. Şehitler ve anneleri için gözyaşı dökmek, vatan aşkının imandan geldiğinden, şehadetin Allah Katındaki onurlu makamından gaflette olmak olur.
Kur’an bize şehitliği hep bir müjde olarak veriyor. Bakara Suresi, 154. ayette, “Sakın Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz” buyuruyor Rabbimiz.
İnsanın en güzel halidir aşk. İnsanın aşka ‘bulanmış’ halidir şehit. Şehitlik, Allah’tan çok büyük bir lütuftur. Allah şehitlerimizin şehadetini mübarek ve makbul kılsın. Anne babalarının kalplerine sabrı raptetsin, ailelerine huzur ve bereket nasip etsin.
Evlâdını koklamaya doyamayan şehit annelerinin, evladını hep koruyup kollayan şehit babalarının, asker eşinin özlemle yolunu gözleyen şehit eşlerinin, kardeşiyle gurur duyan şehit ağabeylerinin bayrak inmesin diye canını veren yiğitler için arkalarından söyledikleri sözlerle kalplerindeki vatan aşkını ne güzel ifade ediyorlar.
Zeytin Dalı Harekâtı şehidimiz Uzman Çavuş Mehmet Muratdağı'nın 1 yıllık eşi Birgül Muratdağı, sosyal medya hesabından, "Sahipsiz olan vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan, bu vatan batmayacak" dizelerini paylaşıyor.
Şehit Uzman Çavuş Enes Sarıaslan'ın "Düğüne gidiyoruz" diyen askerlerin arasında yer aldığı ve röportaj verdiği görüntüler ortaya çıktı: “Tüm Türkiye’ye selam olsun buradan. Allah’ın izniyle oraya gidip, alıp ve döneceğiz inşaAllah. Yüce Rabbim büyük” diyor.
Şehit Sarıaslan’ın babası ise oğlunun cenazesi başında duygularını şöyle ifade ediyor; “İtlere inat ağlamayacağım. Kahpelere inat ağlamayacağım.”
Harekât sırasında kırıma uğrayarak düşen ATAK helikopterinde şehit olan Pilot Üsteğmen Erdem Mut'un eşi Gizem Mut, “Ağlamayın. Lütfen sevindirmeyin onları. Bakın ben ağlamıyorum” diyor cenaze töreninde.
Şehit Ömer Akpınar'ın annesi Ülker Akpınar ise, “Çok gurur duyuyorum, üzülmüyorum. Vatanım milletim bayrağım sağ olsun. Kalbimden geçeni dilimle söylüyorum. Türk milleti de çaba göstersin bu vatan için. Bir Ömer ölür, bin Ömerler gelir. Allah’a hamd ediyorum. Herkes üzerine düşen vazifeyi yapsın, bu vatan bizim. Dili, dini, mezhebi, ırkı ne olursa olsun herkes bu vatanda yaşıyorsa bu vatana sahip çıksın. Evladımla gurur duyuyorum elhamdülillah. Üzülmüyorum, kâfirler sevinmesin, anası ağlıyor demesin. Gayet kafam dik, gökyüzünde. Elhamdülillah” diyerek duygularını anlatıyor.
"Hep sen bana yedi tane gül alırdın, bu kez ben sana aldım kahraman komutan, canım eşim. Her zaman sana söylediğim gibi seni çok seviyorum aşkım, hep seveceğim. İyi ki benim eşimsin. Lâyık olduğun en güzel mertebedesin. Sonsuzlukta kavuşacağız. Kavuşuncaya kadar özlemle…” diyor şehit Yüzbaşı Alper Kocaman'ın eşi Azize Kocaman.
“Anne bu vatanın hudutlarında durup al bayrağı dalgalandırmazsam yaşamamın ne anlamı var. Vatan masa başında değil dağda beklenir. Tutma beni vatan bekler” diyerek şehadete koştu Musa Özalkan.
Annesi anlatıyor; “Onun için hep önce vatan geldi. Bayrak aşığıydı. Ben onu 11 yıl önce kınalayıp verdim peygamber ocağına al bayrağa sarılı teslim aldım. Vatana feda olsun… Kınalı kuzum vatanı ve bayrağı için akıttı kanını, bana düşen onun emanetine sahip çıkmaktır. Yüreğim kanıyor ancak dik duracağım. Analar, silin gözyaşlarınızı Musa'mın silah arkadaşlarına dua zamanı. Dua edin ki o katilleri yok etsinler, bayrağımızı yere düşürmesinler. Evladım mazlumlar için şahadete yürüdü, kanının aktığı yer hür olmadan ağlamak haram bana. Oğlumun vasiyeti bu milletin emanetidir ancak bu vatan da onun bize emaneti. Emaneti için vatana gözümüz gibi bakalım. Tek isteğimiz hainlerin topraklarımızdan, mazlum coğrafyasından söküp atılmasıdır" diyor. Mübarek şehidin mübarek annesi.
Eşi Şeyma Özalkan da, “Musa düğünümüze bir hafta kala Irak Telafer'e göreve gitti. Oradan dönünce, 'Şeyma, Türkmenler ölüyor, çocukların okulları harabeye dönmüş. Balalar okumak zorunda, onları okutmamız gerek' dedi. İki yıl oraya dernekler aracılığıyla yardım gönderdi. Bu vasiyetinin temeli oraya dayanıyor. Hep aklındaydı ama ömrü vefa etmedi. Söz şehidim, 5 aylık yavrumuzla tüm emanetlerini yaşatacağız” diyor.
Bugün bizler eşimiz, dostumuz, ailemiz ve evlatlarımızla birlikte huzur içindeysek o kahramanlar sayesindedir.
Geçtiğimiz günlerde Afrin üzerinden (çirkin) siyaset yapan kimi siyasetçilerimize seslendi Sayın Devlet Bahçeli;
"Kundaktaki bebeklerin dökülen kanları için vurmalıyız. Toprağa düşen şehitlerin hatırı için hainlerin tepesine ateş olup yağmalı, balyoz olup inmeliyiz... Afrin konusu bizim için istiklal meselesidir, bir adım geri duranın, geri adım atanın, alttan alanın, kaçmayı düşünenin, diyor ve haykırıyorum ki, kanı kurusun. Korkakça yaşamaktansa, kahramanca şehadet bu milletin muhteşem vasfıdır."
Şehit vermek milletimiz için şereftir, onurdur. Allah şanlı ordumuzun gazasını mübarek kılsın. Ne güzel bir makam şehadet, Allah bize de o güzel makamla müjdelenmeyi nasip etsin.
Allah yolunda öldürülenleri sakın ‘ölüler’ saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında diridirler, rızıklanmaktadırlar. Allah’ın Kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlara arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki, onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir. Onlar, Allah’tan bir nimeti, bir fazlı (bolluğu) ve gerçekten Allah’ın mü’minlerin ecrini boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler. (Al-i İmran Suresi, 169-170-171)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.