Sporda durum!
ŞÖYLE bir göz gezdirelim dedim bizim öne çıkmış sporlarımıza... Basketbol erkeklerde durum çok vahim... Ülkemizdeki iki ucuz maçı kazandıktan sonra hem İsveç’e, hem de Letonya’ya kaybettik. Kendi liginde milli formayı giymeye aday oyunculara dakika veremeyen bir statüden de ancak böyle takım çıkardı zaten... Letonya maçında en çok sayıyı kim attı? Hatta maçın en skoreri kimdi? Bizim devşirme Ali Muhammed... Basketbol Federasyonu acilen bu kötü gidişe bir tedbir almalıdır. Nasıl mı? Eskiye dönerek... Yani ligimizde beşte üç yabancı, iki yerli bulundurma statüsü geri gelmelidir. Haaa kulüpler istedikleri kadar yabancı alsınlar Avrupa Kupaları için... Ama benim milli takımımda oynama şansı olanlar maçların hiç olmazsa büyük bölümünü oynayabilsinler... Oynayabilsinler ki, el hüneri önemli olan bu sporda meleke dediğimiz unsur kaybedilmesin...
***
Gelelim futbola... Uzun yıllardır, belki de hiç bir dönemde böylesine bir lig şampiyonluğu çekişmesi yaşanmamıştı. Başakşehirspor’un da katılımı ile dört takım yarışıyor. Birinci ile ikinci ve üçüncü ile dördüncü aynı puandalar şu anda... Ligin geri kalan takımlarının da ciddi sürprizler yapabildiklerini göz önünde tutarsak, üç hafta sonra falan kimin en tepeye kurulacağını tahmin etmek çok zor. Tabii bu arada başkanların, yöneticilerin, hatta teknik adamların demeç savaşı da sürmekte! Spor basını ise kimin sandalında kürek çekiyorsa ona hız veriyor... Benim merakım ve de hatta endişem şudur: Bitime sadece 1 hafta var. Saha dışındaki tatsızlıklar sahalara yansır mı?
***
Salon sporlarının kulüpler bazındaki iki Avrupa Şampiyonluğu adayımız var. Biri Fenerbahçe erkek basketbol takımı dokuz yabancılı, diğeri ise Vakıfbank kadın voleybol takımı beş yabancılı... Hadi bu sezon Eczacıbaşı kadın voleybolu da ekleyelim büyük umutla... Yani çıkmaz var gibi... Kulüpler bazında Avrupa’da iş yapabiliyoruz ama milli takımlarda çuvallıyoruz sanki... Acaba ne yapsak ki? Derim ki, temelde çok ciddi çalışmalar yapılmalı... Alt yapılar göstermelik olmamalı... Ülke, insan yapısına, sosyal yaşantıya göre bölgelere ayrılarak, o bölgelerde hangi spora yatkın insan yetiştiği bulunmalıdır.
***
Ve tabii ki hakemler... Özellikle futbol sahalarındaki ciddi hakem hataları artık iyiden iyiye can sıkmaya başladı. Öylesine ki, sonuca direkt etki edecek kadar... Sakın ola ki “Var” sisteminden yanayım sanmayınız... Ama hakemleri sınava sokmadan önce yürekli midirler, yoksa hemen teslim mi olurlar, bunun araştırılmasını gerekir.
***
Tabii ki en sonunda şu kaç yıldır unuttum, rafta bekleyen Kulüpler Yasası’nın çıkartılması gerekir. Öyle 45 gün hak mahrumiyeti, üç beş kuruş para cezası falan gibi komiklikten artık kurtarılmalıdır ülke futbolu... Örnek mi? Alex Ferguson berabere bitmiş bir maç sonrası uzatılan mikrofona sadece “Hakem bugün biraz dalgındı” demişti de üç maç sahaya çıkmama ve 15 bin dolar para cezasına çarptırılmıştı. Bu arada kulüp batıran başkan ve yöneticilerin de mutlaka ama mutlaka ciddi şekilde cezalandırılmaları gerekiyor... Desenize zaten bu yüzden yasa çıkamıyor bir türlü...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.