ZİRVEDE son yıllarda, belki de lig tarihinde hiç yaşanmamış bir şampiyonluk yarışı var. Hem de dört takım arasında... Zaten özellik de bu... Ve bu yarışta haftanın ilk maçında Beşiktaş kazandıktan sonra, Başakşehirspor da, Galatasaray da aynı skorlarla rakiplerini yendiler. Bu, sonuna kadar uygun adımla devam anlamı mı taşıyor?

Şimdi Pazar maçlarına bakalım... Başakşehirspor sahaya fazlası ile riskli bir onbirle çıktı. Arda Mossoro’nun görevinde idi... Üstelik Atamah da yoktu. Hele hele iki bekin yedekten aynı anda sahada oluşları da bir başka dezavantaj idi. Nitekim Akhisarspor daha 12. dakikada kornerden bir gol buldu. Sonra da devre sonuna kadar gol kaçırma yarışına girdiler. Hele hele ikinci yarıya Mahmut stopere geçmiş olarak maça başladı Avcı... Ama karşıda da Okan Buruk vardı. Aldığı her topu rakibe kaptırıp kontra atak sunan Seleznov hâlâ sahadaydı. Bilal ikinci yarının başlama düdüğü ile yürümeye başlamıştı ama Okan hoca da kenarda seyirci idi. Ve Avcı’nın takımı iki yedek bekin harika paslarıyla maçı önde bitiriverdi. Futbol bu; cilvesi en fazla olan spor branşıdır...

Sonra Arena’ya dikkat kesildik. Galatasaray, Tudor’un zamanındaki gibi pısırık, alan bırakan, sanki zorla oynuyormuş bir takım değil tam tersine alan daraltan, basan, müthiş tempoyla oynayabilen ekip idi. Gol de hem şık, hem de erken idi. Sonra mı? Neler olmadı ki... İkinci yarı ile birlikte Trabzonspor sanki şaha kalktı. Yusuf karşı karşıya golü kaçırdı. Ama Galatasaray’ın ilk yarıdaki yüksek temposu belli ki yorgunluk getirmişti. Ve Trabzonspor devam ederken, bir Rıza Çalımbay hediyesi ile yine Galatasaray parladı. Okay stopere gerilemiş, Hubocan çıkmıştı. Böylece o ana kadar makasa alınan Gomis rahatlayacaktı. Ve rahatladı da... Oyuna giren D’Doye da ön taraf oyuncusu idi. Böylece Galatasaray orta alandaki yorgun halinden en azından eleman olarak fazlalaşıp kurtuluyordu. Aslında Rıza hoca maça Olcay’la başlayabilseydi, kim bilir belki de Galatasaray’ın özellikle ilk goldeki gibi sağ kanat atakları arızaya uğrayabilirdi. Sonra mı? Trabzonspor daha sonraki oyuncu değişiklikleri ile tam dağıldı. Hele hele Burak’ın ofsayt rekoru kırdığını da unutmazsak, sonuç normaldi sanki... Daha da sonra mı? O Yasin’in ne işi vardı oyunda Fatih hocam? Son gol mü? Faulü yapan oyuncu topun kullanılmasını ne kadar geciktirirse, o kadar yararlı olur takımına... Ama Muslera’ya meslek hayatının en feci golünü yedirtti Feghouli...