Cumhuriyet baskı aracı mıdır yoksa idare sistemi mi?
85 yaşındaki Cumhuriyetin 35 yıldır kutlamalarını yakından izlerim. 35 senedir her 29 Ekim’de Cumhuriyeti kutlayanlarla Cumhuriyeti kuran halka bakarım da, bir türlü kutlayanlarla kuran halk arasında birlik ve beraberlik göremem.
“Kutlanmalıdır!” “Kutlayın!” “Herkes kutlasın!” “Kutlamayanlar Cumhuriyet düşmanıdır!” diyenlerin Cumhuriyet anlayışıyla, devletin ve milletin birliği adına, özünde “halk iradesini barındıran” Cumhuriyet anlayışı çok başka.
Halkımızın anladığı, benimsediği, özlediği ve alkışladığı Cumhuriyetin içinde; “insan hakları, demokrasi, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve eğitim eşitliğinin yanı sıra, din, dil ve ırklara; ibadet, kıyafet, dil serbestliği ve hukuk önünde eşitlik vardır.”
Peki, içi bu kavramlarla dolu bir Cumhuriyete sahip çıktığını iddia eden ve sadece, “imtiyazları ve cüzdanlarından başka kutsalları olmayan” çevrelerle, neden halkımız arasında bir bütünlük yoktur? Şunun için; “Cumhuriyetin içini boşalttıklarından.”
Cumhuriyetin içini boşaltıp, sadece adına sığınarak, halkın üzerinde baskı kuran kesimlerin halktan biri olduklarını gören var mı? Özellikle İsmet İnönü döneminden itibaren zengin olan çevrelere bakılırsa, Cumhuriyeti kimin nasıl kullandığı çok net anlaşılır.
Halkımızın dişiyle tırnağıyla, elindeki bir tas bulguru ile ekmeğinin yarısıyla kurduğu ve kurulmasına destek verdiği Cumhuriyeti kimlerin nasıl ipotek altına aldığı ve yalnızca cüzdanlarıyla imtiyazlarına hizmet ettirdikleri apaçık ortada değil mi?
Savaştan ve kıtlıktan çıkmış bir toplum, Cumhuriyeti kurarken belli kesimlere kaymak tabağı olsun ve kendi üzerlerinde bir baskı oluştursunlar diye kurmadı. “Ülkemiz kalkınsın, halkımız refaha ve huzura kavuşsun” diye kurdu. “Okullarımız olsun, fabrikalarımız olsun, yolumuz olsun, tarlamız tohum, evimiz ekmek görsün” diye çalışıp durdu.
Bu amaçla kurulan Cumhuriyet, Atatürk’ün ölümünden sonra ne hale geldi. CHP ve benzeri zihniyetteki çevrelerin kendilerine ait has bahçeleri oldu. Cumhuriyet ve Atatürk adı, halk üzerinde bir güç gösterisi haline geldi ve halen de bu anlayış sürmekte.
İki soru; “Ülkemiz ve milletimiz, 1940 ila 1950 arasında çektiği ıstırabı, yokluğu, kıtlığı, adaletsizliği, eşitsizliği hangi zihniyetin elinden çekmiştir?” 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’yi ezici bir çoğunlukla işbaşına getiren irade, Cumhuriyeti kuran irade değil miydi?”
Demokrat Parti işbaşına gelir gelmez, ne oldu da birden Türkiye’de her şey değişti? Milletin ocağı tütmeye başladı, tarlasından ürün alır oldu, yolu yapıldı, suyu geldi, halk arasında büyük bir coşkuyla barış ve güven tesis edildi. Cumhuriyetin içini dolduran kavramlar yeniden yerli yerine gelmişti ki, “imtiyazcı ve cüzdancı Cumhuriyetçiler” halkın iktidarına son verdiler. Çünkü onların anladığı Cumhuriyet, sadece onlara hizmet etmeliydi.
Cumhuriyeti kuran irade ile Cumhuriyetten beslenen kesimleri anlamak için bu kırılma noktasına çok dikkat etmek lazım. Bu kırılma noktasından sonra ne zaman halkın iradesi iktidara geldiyse, malum zihniyet bu iktidarlara karşı Cumhuriyeti kullanarak, her şekilde mücadele etti. Dün neyse bugün de aynı oyunu sahnelemektedirler.
Darbeden sonra ne oldu? Türkiye yeniden karanlık günlerine döndü. Halk iradesi için kurulan Cumhuriyet, kaymak tabakanın ve belli ailelerin tekeline geçti. Halk dışlandı, halkı kullanamayan güç sahipleri, devleti kullanarak, Cumhuriyeti bir halk idare sisteminden ziyade, vatandaşlarımız üzerinde baskı aracı olarak kullanmaya başladı.
Nice badireler atlatan milletimiz, Cumhuriyet kavramının içini boşaltanlara karşı her fırsatta; “Biz sizin kendi hesabınıza kullandığınız Cumhuriyeti değil, halk iradesiyle kurulan Cumhuriyeti benimsiyoruz” dediyse de, “imtiyaz ve cüzdanlarını kutsallaştıranlar” Cumhuriyetle halk arasında engel olmayı hep sürdürdüler.
Bugüne geldiğimizde ne görüyoruz? Yine aynı çevrelerin ya Ergenekon ya CHP ve benzeri siyasi parti ve dernekler adıyla milletin iktidarına karşı mücadele ettiklerini ve millet iradesini hiçe saydıklarını görüyoruz. Cumhuriyet bir halk idaresidir. Ergenekon terör örgütü veya çeşitli kesimlerden bu örgüte destek verenlerin “imtiyaz, cüzdan, zevk ve eğlence aracı” değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.