Galatasaray sezon başı, yani transfer döneminde, “Ne kadro kurdu be...” görüşlerinin merkezi idi. Öyle ya Belhanda, Feghouli, Gomis falan gelmişlerdi. Rodrigues dönmüş, Mariano, Maicon, Fernando da artık sarı-kırmızılı formayı giyeceklerdi. Eh, Denayer de gelmişti, kalede de Muslera vardı zaten... Bu kadroya bir de arada Nagatomo katılmaz mı? Hele hele Terim hoca Donk’u da kazandırmaz mı? Yan gel yat o zaman...

Ama sahaya inildiğinde öyle mi ki? Bir kere hemen şunun altını kırmızı ile çizeyim; Belhanda ve Feghouli emekli olmuşlar. Zaten olmamış olsalardı sizce o paraya bu yaşta bunları satarlar mıydı? Bu konu sadece Galatasaray için geçerli değildir. Başka takımlarda da benzerleri kıyamet gibidir. Hâl böyle olunca da Galatasaray biraz Rodrigues’in gayreti, çokça Donk’un özellikleriyle sahada var olabiliyordu bu maçta. Geri dört için ve kaleci Muslera için söylenecek söz olamazdı. Fernando ise tam anlamıyla orta sıra takımı oyuncusu görüntüsündeydi. Gomis yine rakip stoperlerin kucağında oynuyordu. Attığı goldeki en büyük şansı rakip savunmanın çabuk çıkamaması, dolayısıyla da ofsayttan kurtulmuş olması idi. Bunun dışında bir kaç kere santraya gelip paylaşımda bulundu o kadar. Ama işi gol atmak ya...

Alanyaspor iyi bir kadroya sahip... Yediği iki golden sonra yapısına uygun oynamaya başlayınca beraberliği sağlayıverdi. Hatta penaltı verilse, Muslera’ya da kırmızı çekilse bu maçı Galatasaray berabere bile bitiremezdi. Ama Mesut Bakkal’a da şunu sormak isterim: Lukas ile Mariatis’i neden oyundan çıkardın? Maçı ondan sonra verdiğinin farkına vardın mı hocam? 

Yedeklere bakmadım bu defa... Ama şayet kulübede varsa, Belhanda çıkınca yerine Yasin mi girer Terim hocam? İki uç adamına dönmek futbolda gol değil sıkıntı verir, hâlâ anlaşılamadı mı? Ama dua et de, rakip hoca iki yabancıyı alıp iki yerliyi soktu.

Özetle, şampiyonluk için oynayan ekipler arasında en sıkıntılı kadrosu bulunan Galatasaray, Sinan’ın tahta bacağı ile attığı şık golle yeniden koltuğuna kuruldu. İstikbali parlak mı? Sizce öyle mi görünüyor?