Dün öğlen saatlerinde ekran karşısında idim, ana haber bültenlerini izlemek için. Baktım bir alt yazı geçiyor... “Fenerbahçe-Beşiktaş maçı sonrası gözaltına alınan 5 şüpheliden 3’ü tutuklanarak cezaevine kondu...” Vay be! Yani yarın veya hangi gün bilemem, bu kişiler hakim karşısına çıkacaklar. Yani yargılanacaklar.

Şimdi buradan hareketle siz değerli okurlara bundan önce yaşanmış bir olayı yazacağım.  Efendim; Kadıköy’de Galatasaray’la Fenerbahçe arasında oynanıp, Galatasaray’ın şampiyonluğu ile sonuçlanan maçtan sonra çıkan olaylar herkesin malumudur. Öylesine büyük bir tehlike yaşanmıştı Kadıköy’de, bu değerli kentimizin büyük bir bölümü yok olabilirdi. Yani Kızıltoprak benzin istasyonu önündeki olaylardan söz ediyorum. Ve bu süreç içinde yakalanıp gözaltına alınan bir kişi sorgusu sonrası tutuklanarak cezaevine konmuştu. Ne kadar zaman geçti şimdi net hatırlamıyorum ama en azından dört veya beş hafta sonra bu kişi hakim karşısına çıkartıldı. Ve oradaki sorgulaması sonunda hakim tarafından beraat ettirildi. Çünkü bu kişi hakime, “Ben Beşiktaşlıyım. (Ya da Galatasaraylıyım...) Oradan geçiyordum. Yapmayın etmeyin diyecek oldum olay çıkartanlara, polis beni alıp götürdü...  Devamla... Peki, bu kişiyi hakim karşısına çıkmadan bir gün önce tutuklu olduğu cezaevinde kimler ziyaret etmişti? Aynı kişiler ertesi gün görülen davada da duruşma salonunda mıydılar?  Yine devamla... Karardan bir gün sonra bu kişi Fenerbahçe’nin sitesinde,  “Ben de artık Fenerbahçeliyim” diye sarı-lacivert formayı giyerken fotoğraf vermiş midir? Şimdi tutuklu olan üç kişi acaba yarın hakim karşısına çıktıklarında neler söyleyeceklerdir, çok merak ediyorum doğrusu... Acaba birinci dakikadan itibaren açıkça ortada duran komplodan (!) söz edecekler midir?

Haaamahkum olsalar ne olur ki? Daha gözaltındakilerden başka mahkum olanlar da olsa ne olur ki? Bir milyon lira rekor para cezası, üç maçlık seyircisiz oynama cezası ve iki profesyonel ağır gün cezaları almış olmasına rağmen maçın kaldığı yerden devam edilmesine karar verenlerin yüzleri kızarır mı sizce?   Sonuç mu? Bir kere maçın hakemi ile temsilcileri hemen istifa etmeliler. Şenol’un  kafasına dikiş atan kişi, ambülans şoförü, hemşireler, hastanenin koca profesörü falan da işlerini bırakmalılar. Ya da Demirören federasyonu derhal olağanüstü kongre kararı alıp, bir daha bu kurumun önünden geçmemeli...