Başakşehirspor, kalan fikstüre baktığımızda açıkça söylemek gerekirse, benim bir numaralı favorim haline gelmişti. Çünkü hem Beşiktaş’a, hem de Galatasaray’a karşı da ikili averaj üstünlüğü bulunuyordu. Eh Fenerbahçe’den de puan fazlalığı vardı ya...

Ama bir şeyi unutuyordum galiba... Taa en başından beri bu sütunlarda yazdığım gibi Arda’nın çok ama çok büyük maliyetle bu takıma gelişi bazı depremlerin sebebi olabilirdi. Arda’nın onda biri kadar bile para alamayanlar caz yapabilirlerdi. Üstüne üstelik, Avcı’nın ilk demeçleri arasında yer alan, “Arda, büyük ihtimalle, aksilikler hariç, Mossoro’nun yerinde oynayabilir” bulunan bu cümle çok şeyin de habercisi olabilirdi. Başta Atamah gibi takımın bel kemiği oyuncu, belki de para istedi, şu anda kulübeye mahkum olmuş durumdadır. Arda’nın orta alanda oynadığı her maçta Adebayor, Visca ve Emre başta olmak üzere bütün yıldız oyuncular performanslarında düşüş gösteriyorlar. Oyun yapısı bozuluyor takımın açık ve net biçimde... Bakınız, Osmanlıspor maçında Arda çıktıktan sonra takım nasıl oynadı.

Gelelim Sivasspor maçına... Mossoro’nun aklında hep bu defa da kulübede oturan Arda vardır. Yani klasını konuşturma yerine sinir sistemini patlatmak almış... Ve iki sarıdan kırmızı ile gitti. Üstelik de yerdeki rakibine şiddet uygulayarak, hakeme toslayarak. Sonra Arda girdi oyuna... Ve de öylesine atıldı ki oyundan, yardımcıyı göğüs çaprazına aldıktan sonra etmediği laf ve yapmadığı hareket kalmadı. Sanırım ki, en az sekiz maç alır. Mossoro da beşten aşağı olmaz...

Ve de en önemlisi iki puan gitti. Yani Galatasaray’ın arıza yapması beklenirken kendisi arıza yaptı Avcı’nın takımı. Yazık! Tabii bir de şu önemli nokta var. Şampiyonluğa oynayan takımın bu önemli maçındaki seyirci potansiyeline bakınız.

Hep derim ve hep yazarım ya, bu ülkede kulüp yönetici yoktur. Talip olanların da Avrupa’da eğitim görmeleri gerekmektedir.