Sağlığın Kıymeti
“Sağlığın kıymeti ne kadardır?” sorusunu, bilme adına değil, bilgi üzerinde yeterli takdir ve değerlendirme adına, bilinçlendirme adına sorulmuş sayalım isterseniz.
Bu yüzden şöyle düşünebiliriz; böyle bir soruya cevap vermek öncelikle hastalara düşer. Sağlar bunu nereden bilecekler?
Belki doktorlar ve hasta bakıcılar bir fikir verebilir. Çünkü “Sağlığın değeri kaybedilince anlaşılır’’ sözü çok önemlidir. Bunu tecrübe söyletiyor. Siz istediğiniz kadar “sağlığın değerini iyi bilmeliyiz” deyiniz, hikaye gibi dinler insanlar. Ama ne zaman ki hasta olurlar, “onu kaybetmeden bilinmeli, onu kaybettikten sonra bulmak ne kadar da zordur” sözleri beyninde cirit atmaya başlar. Pişmanlıklar kavurur içini.
Ne yaparsın, dünya böyle işte. Cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın dillere destan bir beyti vardır:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
Bunu ne zaman yazmıştır, biliyor musunuz?
Hastalanıp yatağa düştüğünde!
Sağlığın değerini kimse inkâr etmez ama başına hastalık gelmeden kimse de onu tam idrak edemez maalesef. Herkes sağlıklı olmak, sağlıklı yaşamak ister. Ama ne kadar çabalar bunun için?
Hâlbuki sağlık olmayınca hiçbir şey olmaz. Olsa da tadı tuzu olmaz. Çünkü hayat demek, sağlık demektir. Zıddı ise ölüm. Ölüm karşısında imandan başka bir şeyin ne değeri kalır?
İşte koca sultan Kanuni Sultan Süleyman’ı düşünün. Ölüm ile sultanlık arasında muhayyer kalsa, acaba hangisini seçerdi?
Siz kendinize sorun mesela. Sağlıklısınız, çok paralar kazanmışsınız. Yatırımlar yapmış, mülkler almışsınız. İstediğiniz her şeyi satın alabilirsiniz. İnsanlar arasında büyük bir itibarınız var. Her şey gayet güzel giderken birden ölümcül bir hastalığa yakalandığınızı söylüyor doktorlar. Diyelim ki şifanız da ellerinde. Şimdi soru şu:
Bundan kurtulmak için bütün paranızı verebilir misiniz? Yoksa, “”yok arkadaş, ben bu parayı kolay kazanmadım. Hepsini veremem. Ama bir kısmını seve seve” der misiniz?
Aynı soruyu mallarınız, mülkleriniz ve itibarınız için de soralım. Ne dersiniz?
Şöyle dediğinizi duyar gibiyim: “Karnı ağrısın paranın, malın mülkün, itibarın. Ben öldükten sonra ne işe yararlar ki?”
İşte bu!
İnsan için hayatında önemli olan bu bilince erken ulaşmak ve sağlıklı yaşamanın kurallarını keyfe dönüştürmektir. Çünkü bütün bu sayılan sevgililer, insanın yaşaması için gerekli bir araç olmaktan öte bir değer ifade etmezler. Bunların bütün saltanatı, bir hastalık veya ölüm kapımızı çaldığı an biter.
İşte o zaman insan gerçeği açık seçik anlar. O zaman paranın, malın mülkün ve itibarın sağlık karşısında ne değer ifade ettiğini anlar.