Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Şimdi bu da nerden çıktı

Şimdi bu da nerden çıktı

Geçen hafta genç bir bireyin şu ifadelerine tanık oldum: “Adeta hikikomori hastalığına yakalandım. Bütün gün ve gece odamda kalıp film seyretmek, sosyal medyada takılmak istiyorum. Dışarıda kendimi çok yabancı hissediyorum, toplum içine katılmaktan korkuyorum.” Son günlerde sık sık işittiğimiz hikikomori Japonya’da genç bireyleri etki altına alan bir hastalık. Fakat küresel dünyada “bana özel” diyebileceğimiz hiçbir şey yok. Kutuplarda ortaya çıkan bir sorun kısa sürede bütün dünyayı etki altına alabiliyor.

Mana itibariyle dünyadan elini ayağını çekmek olan hikikomori gençleri sosyal yaşamdan uzaklaştırıp izole etmesi ile karakterize bir sorun. Sosyal yaşamdan elini ayağını çeken genç kendini odaya kapatıyor ve burada bilgisayar oyunları ile vakit geçiriyor. Oyunun akışına kapılan genç bireyler aile ve sosyal ortamlardan tamamen uzaklaşarak adeta oyunun bir parçası haline geliyorlar. Yemeklerini odalarında yiyor, burada uyuyor hatta tuvalet ihtiyaçlarını dahi odalarında gideriyorlar. Koskoca bir dünyayı küçücük bir odaya hapseden gençler bağımlı hale geldikleri oyunun içinde kayboluyor ve mekanik bir varlığa dönüşüyorlar.

Günümüzde gençlerin büyük çoğunluğu yaşamlarını bilgisayar bağımlısı olarak sürdürüyorlar. Siz onları hayatın birçok safhasında yürürken, alışveriş yaparken, kahve içerken, okula ya da işe giderken görebilirsiniz. Fakat onlar bedenen yaşamın içinde görünseler de ruhen sosyal medyanın karanlık sokaklarında gezinmektedirler. Sanal arkadaşlar, sanal hayaller, sanal sokaklar ve sanal haberlerle avunan bu çocuklar eve geldiklerinde kendilerini odalarına kapatıyor ve aile fertleri ile birlikte vakit geçirmek istemiyorlar. Bunun yerine interneti açıyor ve tehlikeli sularda yüzmeye başlıyorlar. Peki, ne yapabiliriz? Çocuklarımızı sanal dünyanın tuzaklarından uzaklaştırıp hayata katılmalarını sağlamalıyız. Bu konuda onları motive edebilmek için sevgiyi merkeze almak zorundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi