Muhterem Diyanet İşleri Başkanımıza
Selam ve ihtiramdan sonra:
Bugün (19 Kasım 2018) Sultanahmet Cami-i şerifinde öğle Ezanı okunurken (o ulu mâbede bakan banyo penceremden) akıllı telefonla ses şiddetini ölçtürttüm, 100 desibel çıktı. Şeyh Zafir el-Medenî hankahındaki kahvaltıda, hoparlörlerin sesini 80 desibele indirttik, bu mesele halloldu buyurmuştunuz... Aşırı açılan hoparlörlerin Ezan-ı Muhammediye zarar ve eza verdiğini bütün akl-ı selim sahipleri kabul ve itiraf ediyor. Maalesef bazı kimseler, hoparlörlerden akustik ilmine ve tekniğine göre okunsun, yüksek ses Ezanı bozuyor diyenleri Ezan düşmanlığı ile suçluyor. Yüksek ses, kulak sağlığına da zarar veriyor. Arz olunur. (İşbu ihbarım bir şikâyet mahiyetinde olmayıp Ezan-ı Muhammedî’nin daha güzel ve daha tesirli okunması iyi niyet ve arzusuyla kaleme alınmıştır.)
Rusya Federasyonu baş müftülerinden TalgatTacüddin Efendi hazretlerinin ofisini gösteren dört fotoğrafı zat-ı âlinize posta ile gönderiyor ve bu resimlerdeki sedef masa ve sandalyeleri dikkatinize sunuyorum. Ramazanda Kitap Fuarında görüştüğümüzde, kendinize güzel ve sanatlı bir makam odası tanzim etmek istediğinizden bahs buyurmuştunuz. Gönderdiğim fotoğraflardaki gibi sedef mobilyalar yaptırmak isterseniz, mütekaid imamlardan Hilmi Emekli hocanın Kâğıthane Hasbahçe’deki atölyesinde yaptırtabilir, bu suretle hem Hilmi hocayı taltif, hem de sedefkârlık sanatını teşvik etmiş olursunuz. Bunların İstanbul sedef sanatına uygun eserler olmaları mütemennadır. Zat-ı âlinizin ofisinin dünyanın en zevkli, en güzel, en sanatlı bürosu olmasını candan arzu ederim. Hilmi hoca, sedefkârlık sanatının zirvesine yükselmiş, Türkiyenin ve Diyanet camiasının medar-ı iftiharı, kültür hizmetkârı bir sanatkârdır.
Diyanet Başkanlığının islamî sanatları, bu arada sedefkârlık sanatını somut ve etkili şekilde desteklemesini bekler ve ümid ederim. Bu konuda şimdiye kadar hayli yazı kaleme almış bulunmaktayım. Hilmi hocanın atölyesinde sedefkârlık kursları açılsa, bunlara istidatlı gençler ve yeterli sayıda din görevlisi alınsa (bir iki derse girecek sonra terk edecek maymun iştahlılar alınmasa) ve profesyonel sanatkâr olarak yetiştirilse ne iyi olur.
Vakit bulursam, size dünyadaki büyük müftülerin, şeyhülislamların, reisülulemanın sarık ve cüppeleri hakkında da bazı resimler göndereceğim. Bu konuda da Türkiyenin dünya birincisi olmasını pek haklı olarak istemekteyim. Mevcut cüppeleri beğenmediğimi açıklamamama izin vermenizi istirham ederim.
Selam ve hürmetlerimle.
***
Peygamberi (Salât ve selam olsun ona) sevmek, lafla edebiyatla gösteriyle müsamereyle olmaz, onun yolundan gitmekle, onun Sünnetine uymakla, onun ahlakı ile ahlaklanmakla onun gibi yaşamakla olur.
Peygamberimizin en büyük Sünneti beş vakit namaz kılmasıdır.
Farz namazları cemaat halinde kılmak da büyük ve temel bir Sünnettir.
Ahirete dönük olmak büyük Sünnettir.
İsraftan kaçınmak, mütevazı ve kanaatkâr olmak büyük Sünnet.
Nefs-i emmaresi ile Büyük Cihad yapmak, büyük Sünnet.
Emr-i mârufnehy-i münker yapmak.
Gurur ve kibirle, ucbile kirli olmamak.
Allahın nimetlerini paylaşmak.
Mü’minleri sevmek, onlara acımak, onları desteklemek.
O faziletleri ile övünmemişti. Bazı kimselerin, kendilerinde olmayan faziletlerle övünmeleri ne çirkin bir haldir. Emin (güvenilir bir kimse) olması onun temel Sünnetidir. Düşmanları bile onun bu sıfatını kabul, itiraf ve teslim ederlerdi.
Hilm de onun büyük Sünnetlerindendir.
Afv etmesi, kin ve intikam tutmaması.
Açlık, perhiz, az yemek, midesini doldurmamak, nafile oruç tutmak... Bunlar hep büyük Sünnetlerdir.
Allaha kulluk etmek, büyük Sünnet.
Onun Sünnetleri, faziletleri bunlardan ibaret değil... Onu gerçekten seviyorsak bütün gücümüzle Sünnetlerine sarılmamız gerekir.
Peygamber edebiyatı yap, sonra Sünnete aykırı her şeyi işle, bu ne yaman çelişkidir.
***
Bütün mü’minlerin, bilhassa okuyucularımın Mevlid-i Şerif kandilini kutlar, Cenab-ı Haktan sıhhat afiyet selamet daimi hidayethüsn-i hâtime dünyada ve ahirette iyilik kazalardan ve belalardan korunma dilerim.
En büyük düşmanımız nefslerimizdir, Şeytandır. O ikisinden, acımasız düşmanlarımızdan Hak Teala bizi korusun.
Savaş felaketinden, zelzelelerden yangınlardan, her türlü afetlerden, hastalıklardan, kıtlık ve pahalılıktan, yağmacılardan, azgınlardan, beyinsizlerin münafıkların fitne ve fesatlarından, şeytanî kuruntulardan ve gafletten, her türlü cahilî holiganlıklardan...
Resulullah bizi beyinsizliklere karşı uyarmıştır.
Resulullah bize kurtarıcı nasihatler etmiştir. Onlara kulak verelim, tutalım. Resulullahın Sünnetini terk edersek, Sünnete aykırı işler işlersek, dinde bid’atler çıkartırsak gösterme törenler tertiplesek de helak oluruz.
***
Ah muhteremler!.. O çok pahalı, o çok lüks, o çok masraflı, o gurur ve kibir verici binitlerle Cennet yollarında mı yürüyorsunuz, Cehennem yollarında mı?
***
O zatın derecesi ve rütbesi çok yüksektir. O Kur’an, Sünnet, Şeriat, Tarikat ehlidir. O Resullulahabiatlidir, ona itaat eder. O vekildir, varistir, halifedir. O gizli bir hazinedir. Baş gözüyle onu görüp tanımak mümkün olmaz, sende varsa kalp gözüyle bak. O muhteremin müstecab duaları üzerimize sâyeban olsun.