HASAN: 'Hak-yemez'.. ZAFER: 'Hak-yer'.. VAKİT: 'Hak-yemez ve yedir-mez!.
“Hasan Hakyemez” kimdir?..
Hiç!..
Bir imam hatip!.. Devlet memurlarının,“özlük hakları” bakımından en aşağısı!.. En gariban devlet memuru!..
Ve harcanması en kolay olanı!..
Ne olacak ki... Yaz isimsiz bir “ihbar mektubu...
Ne bileyim; “Atatürk’e hakaret etti” de...
Veya; “Kadını aşağıladı.”
Ya da ne bileyim işte; “ Askere dere tepe düz gitti!..”
“Salla” gitsin!..
Hesabı tamamdır...
Hele işin içine bir de bizim “kartel” tabir ettiğimiz medya organlarından birini çekebilirsen...
Ki burası da, heriflerin “dine ve dindarlara” saldırmaya her an hazır olmalarından dolayı fevkalade kolaydır.
Yedin gitti, adamcağızı!..
•
İşte... “Hasan Hakyemez” de böyle “kartel iftirasına” uğrayan imam hatiplerimizden...
Vaazında, erkeğin “ev geçindirme” mükellefiyetinden bahsetmiş sadece...
“çalışıp para getirmenin öncelikle kadının değil de erkeğin vazifesi olduğunu” söylemiş...
Sen bunu al...
“çalışan kadın mutlaka kocasını boynuzlar” şeklinde servis yap!..
Kartel de, malûm... Hemen çeksin birinci sayfasına...
Sonra... Daha da kötüsü...
AK Parti’ye transfer edilen sosyal demokratlardan biri...
Kartele konuşsun... “Atın bu imamı” desin!..
Hasan Hakyemez’in başına gelen de bu...
Garip...
“Ben öyle bir şey söylemedim” diyor...
Sadık kaldığı “metni” kendisini “sorgulayan” heyete veriyor...
üstelik... “Orada, Diyanet camiasına müftü yardımcısı olarak hizmet etmiş olan Fazlı Can da vardı. Ona sorun, cemaate sorun... Ben, kesinlikle ‘çalışan kadın aldatır’ filan demedim” diyor...
“Dedi” mi “demedi” mi?..
Ne önemi var!..
Değil mi ki, “sahipsiz” bir imam hatip!..
Değil mi ki, “en korunaksız-çaresiz memur kesimi”nden...
Ye gitsin!..
Şimdi... Müftülük ne yapsın?..
Hakkında, “çalışan kadın aldatır” dediğine dair bir “kartel iddiası” bulunan bir imam hatibi görevden almadığı takdirde...
Bu kartel ne yapar eder... Müftüye de takar!..
Bunlar böyle adamlar...
“Doğrucu müftüleri” bilhassa... “Oyar!..”
Sadece kartel mi?.. Yukarıda bahsettiğimiz sosyal demokrat AK Partili...
Ve de HUKUKçU AK Partili Zafer üskül bile... “İmam Hatibin derhal görevden alınması... Hatta memuriyetten atılması” gerektiğini söylemişse...
Müftü ne yapsın?..
Bu yargısız infaza, hangi “cesaretle” karşı çıksın?..
Hem sonra... Bir imam hatip... En küçük memur!..
Kim takar!..
•
Her gün en az on kere, “İyi ki VAKİT var!” diyoruz, değil mi?..
Gerçekten de öyle...
O gariban imam hatibe sahip çıkan...
Daha doğrusu, “Yargısız infaza” karşı çıkan bir bu gazete oldu!..
Ya; bu Vakit ne aykırı bir gazete?..
Birileri malı götürürken...
Bu gazete... Tutuyor, bir gariban “imam hatibe” sahip çıkıyor!..
Şimdi... Bunun için “kartel medyası” ile kapışmanın ne mânâsı var!..
Hele hele “iktidar vekilini”, sergilediği “VİCDAN VE HUKUK DIŞI” tutumdan dolayı “özür dilemeye” davet etmenin ne “faydası” var!..
Sen de takıl peşlerine...
Sen de... Tıpkı, maneviyatçı geçinen bazı gazetelerin yaptığı gibi, “İmam halt etmiş” de!..
Takıl ve...
Ye!..
Efendim?..
Olmaz mı?..
Evet, VAKİT bunu yapmaz!..
Yapmayacağı için “farklıdır” zaten!..
Kuvveti değil de, “HAKK’ı üstün tuttuğu için” farklıdır!..
öyle olmasa... “Ordu yönetimine yanaşmak” dururken, çok sevdikleri Silahlı Kuvvetler’den “yargısız infaza” tabi tutularak uzaklaştırılan garibanları savunur muydu?..
Yahudi lobileriyle ilişki kurmak varken, sürekli olarak Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu “Siyonist” tehlikeye dikkat çeker miydi?..
Bakın; İsrail Büyükelçisi bugünlerde “maneviyatçı geçinen” gazeteleri filan ziyaret ediyor...
Vakit’e niçin gelemiyor dersiniz?..
Ya da... Her gittiği yerde niçin “VAKİT’ten duydukları rahatsızlığı” dile getiriyor dersiniz?..
VAKİT’ten “Siyonistlerle birlikte” kartel de nefret ediyor değil mi?..
Aralarında nasıl bir menfaat birliği var, dersiniz?!
Evet...
VAKİT, küçük hesaplar içinde olmadı hiç!.. Kim haksızlığa uğradıysa, kim “yargısız infaza” uğratıldıysa onun yanında oldu...
“HASAN HAKYEMEZ” de bir gariban “imam.”
VAKİT olmasaydı... “Nasıl bir haksızlığa uğradığını.”
Sizlere, bizlere... Kim duyururdu!..
GüZEL BİR GELİŞME!..
Dünkü yazımızda, AK Parti’li HUKUK PROFESöRü Zafer üskül’ün tavrına dikkat çekmiştik... “HASAN HAKYEMEZ” adlı imam hatibin, “çalışan kadın aldatır” dediğine dair “yalan haberleri” esas alan üskül, konunun aydınlığa kavuşmasını beklemeye ihtiyaç hissetmeksizin, “O adam derhal memuriyetten atılmalı” demişti...
“Yargısız infaz” gerçekleştirmişti, hani...
Konuya ilişkin yazımız üzerine toplanan Diyanet-Sen yönetimi bir açıklama yayınladı... “ZAFER üSKüL’üN TAVRINA VE İMAM HATİPLERİN HAKLARINA DAİR” yazılı açıklamaya yarın yer veririz kısmetse!..
Ve bu arada... Camiayı temsil iddiasındaki diğer sivil toplum örgütlerini de, “beklediğimizi” belirtiriz!..
ANAYASA KİTAPçIĞI MI FIRLATACAKTI?
Başbakan Erdoğan bizim de izlediğimiz basın toplantısıyla 60. Hükümet’in Eylem Planı’nı açıkladı. Dikkatimizi en fazla çeken GAP ile ilgili bütün projelerin 4-5 yıl içinde kesin olarak bitirileceğini taahhüt etmesiydi.
Başbakan, Doğrudan Gelir Desteği’nin 2008’de uygulanmayacağını da ilk kez açıkladı. Bunun yerine ürün desteklenecek.
Toplantıda Başbakan’a Cumhurbaşkanı Gül ile aralarındaki uyuma ilişkin sorular da yöneltildi. Gül’e ilişkin “çankaya noteri” benzetmesine, “Ne yapacaktı, Anayasa kitapçığı mı fırlatacaktı?” diyerek tepki vermesi de anlamlıydı. Eylem planının değerlendirmesini kısmet ise, önümüzdeki günlerde yaparız.